Batı’nın uzun Ukrayna savaşına kış molası arayışının en somut işareti, ABD ile Rusya casus şeflerinin Ankara görüşmesi oldu. O sırada G20 zirvesinde ABD, Çin, Hindistan liderleri de barış güvercinlerine takla attırıyordu.

Napolyon ve Hitler’i hezimete uğratmış Rusya kışı başladı. İlk işaret, 31 Ekim’de NBC News’un ABD Başkanı Joe Biden’ın Ukrayna’ya on milyarlarca dolarlık askeri ve mali yardım akıtmasına rağmen uzun bir ihtiyaç listesi sıralayan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’i “Biraz daha minnettar olabilirsiniz” diye azarladığı haberiyle geldi. 7 Kasım’da Wall Street Journal, Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yardımcısı Yuriy Uşakov ve Rusya Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Nikolay Patruşev ile telefon görüşmeleri gerçekleştirdiğini duyurdu. “Ukrayna’da yaşananların tırmanıp nükleer bir krize dönüşmemesiyle” gerekçelendirilen ‘gizli’ görüşmeleri, Sullivan doğruladı. Bu arada ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin de ekimde Rus mevkidaşı Sergey Şoygu ile iki telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Eşzamanlı olarak Washington Post, Biden yönetiminin gizli kanallar aracılığıyla Kiev’e kamuoyu önünde Rusya ile müzakereleri reddeden tutumunu bırakması talebini ilettiğini yazdı. Ne de olsa 8 Kasım’da ABD ara seçimleri vardı ve Amerikalılar hayat pahalılığı kriziyle Ukrayna krizi arasındaki bağlantıyı sorgulamaya başlamıştı. Post, Zelenskiy’in Putin yönetimiyle görüşmeyi yasaklayan yasa çıkarmasının, kış yaklaşırken, “Avrupa, Afrika ve Latin Amerika’nın bazı ülkelerinde enerji-gıda tedarikindeki aksamalar nedeniyle endişe yarattığını” aktardı. Adı açıklanmayan bir ABD’li yetkili, “Ukrayna yorgunluğu bazı ortaklarımız için gerçek bir durum” dedi.

9 Kasım’da ise bir ay önce Rusya’ya resmen bağlanan Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetleri ile Zaporojye ve Herson bölgelerinden sonuncusunun başkentindeki Rus güçlerine çekilme emri geldi. Basın toplantısı düzenleyen Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile Ukrayna’daki Rus güçlerinin komutanı Sergey Surovkin, şehrin içinden geçen Dinyeper Nehri’ni sınır yapacak şekilde ‘stratejik’ çekilmeyi, “Ukrayna güçlerinin ikmal hatları, yerleşim yerleri ve baraja sürekli bombardıman düzenlemesi nedeniyle sivillerin ve askerlerin canlarını korumakla” gerekçelendirdi.

Geçen ay Rusya’ya bağlanma yasasında bu bölgelerin sınırlarının net çizilmeyip muğlak bırakılmasını hayretle karşılamış Batı basını, Herson’dan çekilmeyi ‘Rusya’nın Ukrayna’daki ağır yenilgisiyle’ ilgili tuttuğu çizelgeye yeni bir çentik olarak ekledi. Tarihinde başkent Moskova’yı bile Napolyon’a bıraktığı ‘stratejik çekilmeler’ olan Rusya’nın topraklarına aldığı bölgelerin sınırlarını netleştirmemesini ‘her türlü müzakereye açık kapı’ olarak değerlendirmek akıllara geldiyse bile kaleme gelmedi.

Donetsk, Lugansk, Zaporojye ve Herson’un Rusya’ya bağlanmasını onaylarken “bu bölgelerin artık Rusya toprağı olduğu, dolayısıyla saldırılara karşı savunulması için ellerindeki her aracı kullanacaklarını” açıklayan Devlet Başkanı Vladimir Putin de bunu ‘örtülü nükleer tehdit’ olarak’ yorumlayanları tasdik etmek yerine çekilmeyi tercih etti.

Ertesi gün, Zelenskiy, CNN’den Christiane Amanpour’a verdiği röportajda, U dönüşü yaparak “Moskova ile barış görüşmelerine kapıyı kapamadığını” söyledi, ardından Rusya’dan taleplerinin uzun listesini sıraladı.

Bunun üzerine dün Wall Street Journal, Sullivan’ın Zelenskiy’nin ekibiyle yaptığı son görüşmede “Kırım’ın kontrolünü yeniden ele geçirme hedefini gözden geçirmek dahil olmak üzere gerçekçi talepler ve öncelikler hakkında düşünme tavsiye ettiğini” yazdı.

Zelenskiy Rusya ile işbirliği yaptıkları gerekçesiyle insanların direklere bağlandığına dair görüntülerin geldiği Herson’u ziyaret etmekle meşgulken, dünya John Le Carre’ın Soğuk Savaş dönemi casusluk romanlarının havasına girdi. Zira Rusya’nın Kommersant gazetesine, CIA Direktörü William Burns ile Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Başkanı Sergey Narışkin’in Ankara’da MİT’in evsahipliğinde görüştüğü haberi sızdırıldı.

Haberi sırasıyla Beyaz Saray, Kremlin, Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı doğruladı. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi yetkilisine göre Burns, Narışkin ile “Rusya’nın olası nükleer silah kullanımının sonuçları ve tırmanmanın stratejik istikrara oluşturduğu riskler hakkında konuştu, ancak Ukrayna’daki savaşın çözümünü müzakere etmedi”. Kremlin Sözcüsü ise görüşmenin ABD’nin talebiyle gerçekleştiği dışında bilgi vermedi.

Dolayısıyla Rusya’nın Herson’dan çekildiği kritik bir zamanda gelen görüşmenin tam içeriği bilinmiyor. WikiLeaks kurucusu Julian Assange da ABD-Britanya işbirliğiyle hapiste çürütüldüğünden, yakın zamanda öğrenilmesi mümkün görünmüyor.

ABD’nin eski Moskova Büyükelçisi olan Burns, Rusya’nın 24 Şubat’ta ‘Ukrayna özel operasyonunu’ başlatmasından önce de Moskova’ya giderek temaslarda bulunmuştu. Financial Times, Ankara görüşmesinin “24 Şubat’tan beri ABD ile Rusya arasında teyit edilen ilk üst düzeyde yüz yüze temas olduğuna” dikkat çekti.

“ABD ile Rus istihbarat şefleri arasındaki toplantılar, Biden yönetiminden bazı yetkililerin kışın çatışmaların yavaşlamasıyla olası barış görüşmeleri için fırsat gördüğü dönemde gerçekleşti” diye yazan Financial Times, geçen hafta ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley’in “Muhtemelen kış boyunca durağan olacak. Çatışma olacak, ama nispeten durağan olacak ve ardından müzakereler için bir fırsat penceresi açılacak” dediğini hatırlattı.

Ne tesadüf ki, o sırada Endonezya’daki G20 zirvesi vesilesiyle Joe Biden ABD Başkanı, Şi Cinping de Çin Devlet Başkanı sıfatıyla ilk yüz yüze görüşmelerini gerçekleştirmekteydi. Beyaz Saray’ın görüşmeyle ilgili açıklamasına göre “Biden ile Şi, nükleer savaşın asla yapılmaması ve asla kazanılamayacağı konusundaki anlaşmalarını yineledi ve Ukrayna’da nükleer silah kullanımına veya kullanılması tehdidine karşı olduklarının altını çizdi.”

Çin Dışişleri açıklamasına göre Biden’a “Tayvan’da kırmızı çizgiyi aşmaması” kaydıyla “ABD’ye meydan okuma, yerini alma, uluslararası düzeni değiştirme niyetinde değiliz” güvencesi veren Şi, her zamanki gibi “Rusya ile Ukrayna arasındaki barış görüşmelerinin yeniden başlamasını destekliyoruz ve dört gözle bekliyoruz” çağrısını ihmal etmedi.

Batı’nın Rusya yaptırımlarına uymayan bir diğer Asya devi olan Hindistan’ın Başbakanı Narendra Modi de G20 zirvesinde ayağının tozuyla “Ukrayna’da barış yoluna geri dönmek şart” mesajını verdi.

Putin’in gitmediği, yerine Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’u gönderdiği G20 zirvesine bugün videoyla bağlanan Zelenskiy’in dudaklarından “Rusya’nın yıkıcı savaşının durdurulması gerektiği ve durdurulabileceği zamanın artık geldiğine ikna oldum” sözleri döküldü.

Bir yandan Kiev’in 10 maddelik barış formülünden söz eden Zelenskiy, diğer yandan Donbass’taki durumu çözmeyi amaçlayan Minsk anlaşmalarının üçüncü paketi niteliğindeki bir Minsk-3’ü imzalamayacağını söyledi. “İmzalanmasından hemen sonra Rusya’nın ihlal edeceği bir Minsk III olmayacak” sözlerine ise Kremlin Sözcüsü “Kiev’in müzakere istemediğinin kesinkes teyidi” tepkisini verdi.

Minsk anlaşmaları, Doğu Almanya doğumlu önceki Almanya Başbakanı Angela Merkel’in arabuluculuğunda 2014-2015 arasında müzakere edildi ve ikinci paketi Almanya, Fransa, Rusya, Ukrayna’yı kapsayan Normandiya formatında imzalandı. Donbass’a geniş özerklik verilmesiyle sorunu çözmeyi amaçlayan anlaşmaların Kiev tarafından hiçbir zaman uygulanmaması, ABD’nin mandası konumundaki Avrupa’nın da uygulanması için Kiev’e hiç baskı yapmaması, bu arada Ukrayna saldırılarında bölgede 10 binden fazla kişinin ölmesi, NATO’nun Rusya sınırlarına namütenahi genişlemesi eşliğinde, bugün yaşanan savaşın Moskova açısından en önemli gerekçelerini oluşturdu.

QOSHE - ‘Savaş ve Barış’ ya da ‘Winter is coming’, ‘Soğuktan Gelen Casus’ eşliğinde - Batı Cephesinde Ukrayna Yorgunluğu
menu_open
Columnists . News Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

‘Savaş ve Barış’ ya da ‘Winter is coming’, ‘Soğuktan Gelen Casus’ eşliğinde

3 3 1
15.11.2022

Batı’nın uzun Ukrayna savaşına kış molası arayışının en somut işareti, ABD ile Rusya casus şeflerinin Ankara görüşmesi oldu. O sırada G20 zirvesinde ABD, Çin, Hindistan liderleri de barış güvercinlerine takla attırıyordu.

Napolyon ve Hitler’i hezimete uğratmış Rusya kışı başladı. İlk işaret, 31 Ekim’de NBC News’un ABD Başkanı Joe Biden’ın Ukrayna’ya on milyarlarca dolarlık askeri ve mali yardım akıtmasına rağmen uzun bir ihtiyaç listesi sıralayan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’i “Biraz daha minnettar olabilirsiniz” diye azarladığı haberiyle geldi. 7 Kasım’da Wall Street Journal, Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yardımcısı Yuriy Uşakov ve Rusya Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Nikolay Patruşev ile telefon görüşmeleri gerçekleştirdiğini duyurdu. “Ukrayna’da yaşananların tırmanıp nükleer bir krize dönüşmemesiyle” gerekçelendirilen ‘gizli’ görüşmeleri, Sullivan doğruladı. Bu arada ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin de ekimde Rus mevkidaşı Sergey Şoygu ile iki telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Eşzamanlı olarak Washington Post, Biden yönetiminin gizli kanallar aracılığıyla Kiev’e kamuoyu önünde Rusya ile müzakereleri reddeden tutumunu bırakması talebini ilettiğini yazdı. Ne de olsa 8 Kasım’da ABD ara seçimleri vardı ve Amerikalılar hayat pahalılığı kriziyle Ukrayna krizi arasındaki bağlantıyı sorgulamaya başlamıştı. Post, Zelenskiy’in Putin yönetimiyle görüşmeyi yasaklayan yasa çıkarmasının, kış yaklaşırken, “Avrupa, Afrika ve Latin Amerika’nın bazı ülkelerinde enerji-gıda tedarikindeki aksamalar nedeniyle endişe yarattığını” aktardı. Adı açıklanmayan bir ABD’li yetkili, “Ukrayna yorgunluğu bazı ortaklarımız için gerçek bir durum” dedi.

9 Kasım’da ise bir ay önce Rusya’ya resmen bağlanan Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetleri ile Zaporojye ve Herson bölgelerinden sonuncusunun başkentindeki Rus güçlerine çekilme emri geldi. Basın toplantısı düzenleyen Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile Ukrayna’daki Rus güçlerinin komutanı Sergey Surovkin, şehrin içinden geçen Dinyeper Nehri’ni sınır yapacak şekilde ‘stratejik’ çekilmeyi, “Ukrayna güçlerinin ikmal hatları, yerleşim yerleri ve baraja sürekli bombardıman düzenlemesi nedeniyle sivillerin ve askerlerin canlarını korumakla” gerekçelendirdi.

Geçen ay Rusya’ya bağlanma yasasında bu bölgelerin sınırlarının net çizilmeyip muğlak bırakılmasını hayretle karşılamış Batı basını, Herson’dan çekilmeyi ‘Rusya’nın Ukrayna’daki ağır yenilgisiyle’ ilgili tuttuğu çizelgeye yeni bir çentik olarak ekledi. Tarihinde başkent Moskova’yı bile Napolyon’a bıraktığı........

© Gazete Karınca


Get it on Google Play