ACILAR VE SANCILAR?

İnsanın acıları da, sancıları da kendisiyle yaşıttır aslında. İnsanın başına gelen her şeyin müsebbibi yine kendisidir. Yaratının emir ve yasaklarını kulak ardı edip, heva ve hevesine göre yaşadıkça insanın; ne acıları ne de sancıları bitmeyecektir. Rabbimiz, uyarıcı gönderip uyarırken hem de... Evet, nereye gidiyor insanlık, nereye gidiyoruz?

Şu halde (ey insanlar), siz nereye kaçıp-gidiyorsunuz? (Allah'tan kurtulmak imkânsızdır.) O halde siz inkârcılar bunca gerçeklerden sonra nereye kaçıp gidiyorsunuz? İman edip teslim olmanız gerekmez mi? Hal böyleyken, uçuruma giden yola girerek siz nereye gidiyorsunuz? (Tekvir:26) Kaçış ve uçurum, ama yine de kaçışa devam eden insan; elim olan sonuçlarına katlanacaktır. Tıpkı bu gün, İslâm âleminin başına gelenlerden ders alınmadığı gibi. Bu gün her birimiz, bir şekilde yaşadıklarımızın bedelini zillet olarak ödüyoruz ya...

O zaman, İnsanlık nereye doğru yol alıyor?
Dünya kurulduğu günden beri, insanlar bir birlerini öldürmeye devam ediyorlar. Kurulan yüzlerce Devletlerin, Beyliklerin, İmparatorlukların, ve Krallıkların çoğu; başkalarının meskûn oldukları yerleri işgal ve talan edilme sonucunda kurulduklarını kim inkar edebilir ki... Yeryüzünü fitne ve fesat ile doldurup zülme devam eden güçlerin karşısında; Hakkın hükümleri için savaşanlar da olmazsa, dünyada yaşamın "y" si dahi olamazdı.

Savaşlar, katliamlar, taht kavgaları, yer altı ve yer üstü kaynaklarına sahip olma mücadelesi ve kargaşaların temelinde; dünya hırsı ve dünyevi olanaklara sahip olma iştiyakının yatmakta olduğu herkesin malumu.

Batı, ABD falan filan; yeryüzünü fitne karargahı haline........

© Gazete İpekyol