CÖMERTLİK
Bir zamanlar bir adam, cimriliğiyle tanınan bir tanıdığının evine misafir olur. Ev sahibi öyle sıkıntıya düşer ki, “Bu da nereden çıktı şimdi? Masraf çıkacak başıma,” diye söylenip durur içinden. Uzun düşünmelerden sonra aklına bir “tasarruf planı” gelir:
“Bir tas pekmez koyarım sofraya, yanına da kuru bir parça ekmek. Ekmek pekmeze batırılır ama pekmez çok yapışmaz; böylece hem ikram etmiş olurum, hem de pekmezim boşa gitmez.”
Nitekim dediğini yapar. Sofraya sadece bir tas pekmezle kuru ekmek gelir. Misafir, açlıktan birkaç denemeden sonra ekmeği pekmeze banmanın fayda etmediğini anlayınca, tası iki eliyle tutup doğrudan pekmezi içmeye başlar. Ev sahibi hemen telaşla bağırır:
“Beyim, pekmezi içme! Yüreğin yanar!”
Misafir gülümser, ağzını siler ve sakince cevap verir:
“Merak etme, Allah kimin yüreği yandığını çok iyi bilir.”
Bu küçük hikâye, cömertliğin ölçüsünü bir tokat gibi hatırlatıyor. Çünkü gerçek cömertlik, sofraya konulan yemeğin........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden