MÜLAKAT

Yıllardır hayatın her alanındaki haberleri, Türk halkına ulaştırmaya çalışan bir basın mensubuyum. İlk köşe yazımda ülkemizin kanayan yarası 'Mülakat' sorununu ele almak istedim.

En son söyleyeceğimi ilk başta yazayım. Mülakatlara karşı değilim! Ancak hangi mülakatlara?

Kamuya girişte yapılan mülakatlarda sürekli gündeme gelen "En yüksek puanla giremedi" haberlerine sıkça rastlıyoruz. Bazen de mülakat sonuçlarına göre insanların intihar ettiklerine bile şahit olabiliyoruz.

Yakın zamanda Samsun'da Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden (OMÜ) yeni mezun Doğuş Can Kavaklı'nın intiharı hepimizi derinden yaraladı. Asarcık Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın mülakatına birinci sırada giren Doğuş Can'ın yerine, kendisinden 10 puan düşük biri alındığı için psikolojik sorunlar sonucu intihar ettiği öne sürülmüştü.

Peki her kesimin şikayet ettiği mülakatlarda neden sürekli yüksek puanlılar eleniyor? Yüksek puan alan kişiler sözlü sınavlarda dilini mi yutuyor? Yada Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) sınavlarında heyecanlanmayan Türk gençleri, yazılı mülakatlarda hafızalarını mı kaybediyor? Aslında ikisinin de gerçekleşmediğini hepimiz biliyoruz.

"Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" atasözünden yola çıkarak size Türkiye'deki mülakatların nasıl gerçekleştiğini küçük bir örnekle açıklayacağım.

2024 yılının son Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı’na (ALES) giren bir genç, tezli yüksek lisans yapmak isterse şöyle bir süreç yaşayacak. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) gibi köklü bir eğitim kurumunda geçmiş yıllarda gerçekleşmiş mülakatlardan yararlanarak aktaracağım.

Lisans öğreniminde diploma puanı 100........

© Gazete Gerçek