Hüzün ki en çok yakışandır bize! |
Günler günleri, haftalar haftaları, aylar ayları kovaladı derken ömrümüzden bir yıl daha geçip gidiyor.
Sizi bilmem ama benim, yılın bu son günlerinde hep bir hüzün kaplar içimi. Şöyle bir geriye bakıp düşünürüm bu yıl başlarken nasıldı her şey, şimdi nasıl diye...
Bir muhasebe yaparım kendi iç dünyamda…
Bu köşede bunu yapmayalım ama gelin şimdi Türkiye ekonomisi için yapalım bu muhasebeyi…
Öncelikle şunu bir sabitleyelim:
Neydi o?
2021 yılının eylül ayında başlayan ve 2023 yılının ortasına kadar devam eden yanlış ekonomi politikasının alt üst ettiği ekonomi…
Açık ve net söyleyeyim; bu yıl ancak toparlanmayı başarabildik.
Diyeceksiniz ki bu nasıl toparlanma?
Açlık ve yoksulluğumuza, asgari ücrete, emeklilerin durumuna baksana…
Haklısınız tabii ki…
Evet, bu toparlanmaya karşılık enflasyon hala çok yüksek.
Hükümet, geçen yıl 2025 yılsonu için enflasyonu yüzde 17,5 olarak öngörmüştü. Ancak bu yıl kasım ayı itibarıyla enflasyon yüzde 31,1 seviyesinde gerçekleşti. Yılsonunda da enflasyonun yüzde 3-132 bandında oluşacağı artık netleşmiş durumda.
Bu tablo, hedef ile gerçekleşme arasında "bir kat"a yakın, ciddi bir sapmaya işaret ediyor.
Enflasyondaki bu sapmanın temel nedenlerinden biri, ekonominin, özellikle iç talebin, yeterince "yavaşlamaması" oldu.
Gelelim ekonomik büyümeye…
Ekonomide 'potansiyel büyüme' olarak kabul edilen oran yüzde 4,9'dur. Ve Türkiye'de ekonomik büyüme oranı bunun altında…
Yüzde........