Yapay zeka diliyle üretmek

İnsanların birbiriyle olan bağlarını koparıp ulusları parçalamak mı istiyorsunuz? İşe nereden başlardınız? En güzel başlangıç noktası dildir. Mitolojik bir efsanedir, bilirsiniz: “Zamanın başlangıcında insanlar aynı dili konuşuyorlardı. Her fikir açıklıkla söylendiği ve kimsenin kimseden sakıncası olmadığı için insanlığın özgüveni tamdı. Ta ki Babil Kulesi’ni yapmaya başlayana kadar. Böyle bir şeye yeltenince insanoğlunun cezası kesildi; birbirini anlayamayacak kadar dilleri ayrıştırıldı. Dilleri başkalaşınca aralarındaki birlik ve dirlik bozuldu. Sonra da ver elini anlaşmazlıklar ve savaşlar. Bir daha da insanlığın iki yakası bir araya gelmedi.

” Dünya tarihinin geçmişine ve şimdisine bakılınca bu alegorik öykünün gerçek hayatta bir karşılığı olduğu anlaşılır. Bazı diller yavaş yavaş kan kaybederek son nefesini verirken kimsecikler farkında olmaz. Dilimiz dünyanın en zengin dili olduğundan onun şah damarına atılan kesikten habersiziz henüz. Bunun müsebbibi olarak eskiden basını, televizyonu ve dilimizi istila eden başka dilleri gösteriyorduk. Çağ atlayışımızla birlikte yapay zekâ asistanları çıktı, mertlik iyice bozuldu. Garip bir makine dili içimize işlemeye başladı. Çünkü kimse artık yazarak düşünmüyor; hesap makinesinde sayıları çarptığı, topladığı gibi bir başkasına iletilecek en küçük notu bile yapay zekâ olmadan yazamıyor. Okumanın yerini sosyal ağlar da alınca dil kullanımımız bu platformların ve yapay zekanın çizdiği sınırlar içinde kalıyor. Bir tenekenin zihninden bize ne akıyorsa bizde artık o kadarı mevcut.

Kalıplaşmış ifadeler, birleşik eylemler öyle bir kullanılıyor ki insan aklından şüpheye düşüyor. Mesela “kavga” edilen bir şeydir, “kavga etmek” deriz; kavga yapılan bir şey haline getirilerek kullanım “kavga yapmak” haline dönüştürülüyor.........

© Gazete Gerçek