Hedef küçülttürmek |
Çocuklarımızı küçük hedeflere kilitleyerek en büyük zararı onlara biz veriyoruz. Koydukları hedeflere ulaşamayacaklarını söyleyerek henüz menzile doğru ilk adımlarını atmadan vazgeçiriyoruz.
Çok karşılaşıyorum, bu tutum oldukça yaygın. Hepimiz karşılaştık zaman zaman ve maalesef gerçekçilik kisvesi altında herkes birbirine aynı şeyi yapabiliyor. Hedeflerinden bahsedip hayallerini paylaşanlara o işin neden başarılamayacağı büyük bir özenle ve teferruatıyla anlatılıyor. Gözlerdeki heyecan sönüyor, uçmaya hazır kanatlar düşüyor. Zavallı girişkenin ruhunda öyle çentikler açılıyor ki bir daha o konuda ağzını bile açamıyor. Biz karşı tarafa bakalım, bunu yapanların gayesi ne? Korkular kalpten kalbe bulaştırılınca bir rahatlık çöküyor herkesin üzerine; çünkü bildik düzen tıkır tıkır işliyor. Bunu bir başkasına yapanların bir kastı yok karşıdakine, aynını kendilerine de yapıyorlar, kendilerini de korkutuyorlar sürekli. Yaşamak ve üretmek cesaret ister, insan kendi cesaretini kaybedince karşısındakinin cesaretini kırarak hayatına anlam katmaya çalışır. Dijital hapishanelerin duvarlarının iyice yükseltildiği günümüzde toplumun en önemli ihtiyacı kendine sahici dünyada hedefler koyan ve onun için alın teri dökmeye hazır bireyler yetiştirebilmek; eskilerin tabiriyle “görev adamı” Yüreğini ve onurunu kendine arkadaş edinip yarınlara hizmet için yollara düşmüş gençlerimizi neden yolundan çevirelim? Milyonlarcası burnunu ekrana yapıştırıp sanal dünyada kaybolmayı göze almışken içlerinden birkaç tanesi bir şeyler yapmak istiyor. Böyle gençleri tanıyınca büyük bir mutluluk duyuyorum.
Yolda izde rast geldiğim gençlere hedeflerini sormak adetimdir, hele de elinde kitap veya dergi taşıyorsa. Lise Caddesin’den Bulvar’a doğru çıkıyorum, önümde koltuğunun altına sıkıştırdığı bir edebiyat dergisiyle bir kızımız yokuşu tırmanmaya çalışıyor. Bir vitrinin önünde durup........