menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ÇAĞIN VEBASI

14 0
13.01.2025

Cep telefonunu ev telefonu gibi kullanan son nesiliz herhalde. Pek üzerimde bulundurmuyorum, malum yersiz yurtsuz olduğum zamanlarda da kapalı tutuyorum gün içinde. Nasıl kafam dinleniyor, eminim böyle bir temizlik yapan herkes benimle aynı duyguları paylaşıyordur. Ama ne yazık ki açar açmaz hiç de istemediğim mesajlar, iletiler birbiriyle yarışıyor. Özlüyorum o canım kablolu telefonlarımızı. Çaldığında bütün ev halkı ayağa kalkar, adeta tek yürek olurduk. Telefonun kime geldiği belli olmadığından ahizeyi kaldırır ve piyango kime çıktıysa anonsla onu telefonun başına davet ederdik. Aramalar bile aileler arasıydı. Birbirimize sıkı bağlarla bağlıydık yani. Şimdi nasıl peki? Herkesin kendi elinde kişisel telefonu, geç bir köşeye, göm yüzünü telefona, tüm dünyayla irtibatını kes.

Yozlaştık, insanlıktan çıktık. Belki de birilerinin bizi avlamak için elimize tutuşturduğu aletle bir oyuncak gibi oynuyoruz bütün gün. Kimseciklerin umurunda değil. Bir yerlerden bir emir beklercesine anında açmak zorundayız gibi her daim elimizin ve dikkatimizin altında. Hatta arayanlar derhal ulaşamayınca bizlere kızma hakkını kendilerinde görebiliyorlar. Sanki bu mereti belli sayıda çalınca açmak, hemen cevap vermek zorundayız. Açamıyorsak bile makul bir şekilde karşı tarafa mesajla dönme mecburiyetimiz var. Malum mesaj kanallarından yazıyoruz: “Toplantıdayım.”, “Şu an dönemiyorum.”, “Biraz sonra döneceğim.” Hele bir dönme, yaşadığına pişman ederler seni. Her daim oraya bağlı........

© Gazete Gerçek