Siyah ceket, mavi gömlek vardı Selahattin Demirtaş'ın üzerinde. Kıravat takmamıştı ve nedense bunu garipsedim. Halbuki meclis kürsüsündeki kravatlı halinden çok, polisin attığı gaz bombalarına, sıktığı suya kafa tutarak İstasyon Caddesine girişiyle hafızamda yer etmiştir.
Yedi yıldır cezaevindeydi ve zerre yaşlanmamıştı. Yanılıyor olabilirim tabii, sonuçta SEGBİS'ten izliyordum onu. Yaş aldığını ele veren tek nesne, burnunun üstündeki okuma gözlüğü idi. Bu gözlüğün karizmasına gölge düşüremediğini de belirtmeliyim. Bunun dışında, yaklaşık 2 saat dinlediğim Demirtaş, performansından hiçbir şey kaybetmemişti. Tam tersine, performansına Kürtçeyi de eklemişti.
***
Evet, Demirtaş, savunmasının özet kısmını önce Kürtçe yaptı. Kürtçe savunmanın önemli kısmını notlardan okudu. Ancak bunu çok akıcı, çok anlaşılır ve telaffuzu mükemmele yakın bir şekilde yaptı. Kürtçe çalışmalara ağırlık vereceği ile ilgili söyledikleri akıllardadır. Kürtçe savunma yaparken pür dikkat dinledim, söylediklerini anlayamayabilirim endişesiyle. Öyle olmadı. Söyledikleri gayet anlaşılırdı ve önemlisi, mimikleri, sesinin alçalıp yükselmesi, öfkesi metne uygun şekillendi. Kürtçesini gayet ilerlettiğine, hiç değilse yazılı metne iyi çalıştığına delaletti bu performansı.
Bu savunma metni, Kürtçe çalışacağım sözünü öylesine söylemediğini, sözünde durduğunu gösterdiği için kıymetlidir. Kim bilir, belki Kürtçe........