Kobani cezaları üzerine geleceğe notlar

Türkiye, hukuk devleti niteliği açısından turnusol kağıdı hükmündeki bir davayı daha kaybetti. Adalet Bakanı ne derse desin İstinaf, Yargıtay, AYM ve AİHM süreçlerini beklemeye gerek yok. Değil mi ki Özel Yetkili Mahkeme'de okundu, Türkiye kaybetti. Hepimiz cezalandırıldık. Sadece mahkeme kararıyla değil üstelik. Medyanın, toplumun, siyasetin aymazlığı sayesinde cezalandırıldık. Çünkü adaletin katledildiği bu karar ilgisizlik, duyarsızlık, çarpıtma haber ve yorumların yanı sıra sessizlikle beslendi. Sonuçta bu ülkede hukuk, demokrasi, adalet, eşit yurttaşlık isteyen herkese toplamda 400 yılı aşkın hapis cezaları verildi. Hapishane duvarlarının dışında geziyor olmak kimseyi yanıltmasın. Dışarıdakilerin ruhlarına pranga vuruldu. Hem de kararla gelen esaretimiz gazete manşetleriyle sergilendi. Özgürlük zihinde başlarsa gazete manşetleriyle de dışa yansır. 16 mayıs 2024’ü tarihe esaret günü olarak kaydetmek için 17 Mayıs tarihli gazete manşetlerine bakmak yeterli. Gazete Duvar 17 Mayıs tarihli gazete manşetlerini haberleştirdi, saklayalım. Çünkü ileride torunlarımız sorabilir. Gelecek nesilleri çıkışsızlık haline sürükleyen aymazlığın resmidir bu manşetler.

Haberi arşivlerken şöyle notlar da düşebiliriz: Kobani IŞİD saldırısıyla vahşeti yaşar, Ezidiler katledilir, kadınlar ve kız çocukları cariye olarak satılırken; kafalar kesilir, insanlar diri diri yakılırken sadece Kürtler bu vahşetin durdurulmasını istedi. İktidar ise IŞİD’i durdurmak yerine yurt dışındaki tek toprağımız olan Süleyman Şah türbesini kaçırarak IŞİD’in yolunu açtı. Toprak kaybetti bu iktidar. Toprak kaybetme suçunu gizlemek için de Kobani protestolarını terör eylemi olarak gösterdi, “biz de yedik” mesajını bırakalım geleceğe. Hatta IŞİD yöneticileri, militanları hâlâ Türkiye’de cirit atar, çocukları alıp satmaya devam ederken, mahkemelerin onları serbest bıraktığını ekleyelim. IŞİD terör örgütünü suçsuz bulanların, IŞİD zulmüne karşı çıkanları terörle suçladığını ve ağır cezalara boğduğunu da eklemek gerekir. Üstelik bu devletin yurt dışındaki tek toprağını kaybeden iktidarın, IŞİD vahşetine direnenleri ise "devletin varlığına ve bütünlüğüne karşı eylemden" cezalandırdığı bu notlarda kesinlikle yer almalı.

Bugünü resmederken, mahkeme kararının açıklanacağı günün öncesinde muhalif medyanın temel konu başlığını da........

© Gazete Duvar