Televizyon ekranı karşısına dönmeye hazır mısınız?

Geçen yıl Eylül ayında "Yeni sezonda neden daha fazla televizyon izleyeceğiz?" başlığıyla bir yazı yazmıştım. Ekonomik sebeplerle daha fazla evde olacağımızdan ve dijital platformlar da abonelik ücretlerine epey zam yaptığı için telefon ekranımızdan izlediklerimizin yanında eski eğlencemiz televizyon ekranına yüzümüzü döneceğimizi iddia etmiştim. Geçtiğimiz sezon televizyonun karşısındaki toplam izleyici sayısında pek değişiklik olmadı. İzleyicinin en yoğun olarak televizyon karşısında olduğu zamanlarda ortalama izleyici (TVR) yüzde 45’lere yükselmişti. Ama televizyondaki içerikler farklı ekranlardan da izlenince televizyon içerikleriyle ilgili konuşan ve içerikleri başka ekranlardan takip edenlerin sayısında bir hayli artış oldu. Bu artışta üç dizinin ('Kızılcık Şerbeti', 'Kızıl Goncalar' ve 'Bahar' dizileri) ama geçen sezon özelinde 'Bahar' ve 'Kızıl Goncalar’ın etkisinin olduğu açık. Pandemi dönemi ‘milenyılların’ (2000 sonrası doğumlular) televizyon ekranıyla tanışmasını sağladıysa, 'Kızıl Goncalar' da uzun zamandır televizyonda sadece haber bültenlerini ve haber programlarını takip eden, iyi eğitimli (AB SES grubu) 60 yaş üzeri nüfusun televizyonda dizi izlemeye geri dönmesini sağladı. 'Bahar' izleyicisi ağırlıklı olarak kadınlardan oluşuyor gibi gözükse de yüksek reytingli her dizide olduğu gibi büyük şehirlerdeki ‘herkes’ 'Bahar’ın izleyicisi oldu. Toplam izleyici sayısında belki önemli bir değişiklik yok ama televizyonun hepimizin gündeminde daha fazla yer ettiği, televizyon içerikleri üzerinden sosyalleştiğimiz, hatta toplumun sinir uçlarındaki çeşitli konuları bile diziler üzerinden konuştuğumuz bir yıl geçirdik. Sanki kamusal alanda konuşacağımız konular kısıtlandıkça hikayeler üzerinden gerçek dertlerimizi konuşmaya başladık. Senaristler, yapımcılar, yönetmenler........

© Gazete Duvar