Yapay zeka çağında sınıflar, sömürü ve orta çağ feodalizmi 2.0 - II
Yapay zekâ ve robotik, emekçi sınıfı ortadan kaldırmıyor; biçim değiştiriyor. Artı-değerin yanına artı-zamanı, artı-veriyi ve artı-öngörüyü ekleyen yeni bir sömürü rejimi doğuyor. Eğer bu düzen denetlenmezse, karşımıza ‘Orta Çağ Feodalizmi 2.0’ diyebileceğimiz dijital bir serflik düzeni çıkabilir.
Her şeyden önce, bugün hepimiz için özel bir gün: 24 Kasım Öğretmenler Günü. Bu vesileyle başta ilkokul öğretmenim Perihan Ergül ve Lisede Müdür Yardımcımız Mehmet Alkan olmak üzere, Kadıköy Anadolu Lisesi, Marmara Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nde benim üzerimde emeği bulunan bütün Hocalarımın ellerinden öperim. Ölmüş olanlara da, başta sevgili Hocam Erol Manisalı olmak üzere, Cenab-ı Hakk’tan rahmet niyaz ederim. Öğretmenler Günümüz Kutlu Olsun!
1.GİRİŞ
Geçen yazıda yapay zekâ ve robotların ön planda olacağı geleceğimizin ekonomisinde ortaya çıkabilecek distopik toplumsal yapıda iktisadi sınıfları anlatmaya çalışmıştım. Bu iktisadi sınıflar Orta Çağ Feodalizmine benzer bir yapı sergiliyorlardı. Tabii bir üretim sisteminde egemen bir sınıf varsa kaçınılmaz olarak sömürü de vardır. Bu yazıda işin bu kısmını, yani distopik bir yeni kapitalizmde yeni sömürüyü anlatmaya çalışacağım. Zaten hâl-i hazırda bu sömürü sistemi çalışmaya başlamıştır bile…
2. SÖMÜRÜNÜN DEĞİŞEN VASFI: ARTI-ZAMAN, ARTI-VERİ, ARTI-ÖNGÖRÜ
Klasik Marxçı analizde sömürünün merkezinde “artı-değer” kavramı vardır. Emekçi, günün bir kısmında kendi ücretini yeniden üretir, geri kalan kısmında ise sermayedar için karşılıksız değer üretir. Bugün bu mekanizma ortadan kalkmış değildir; aksine, üzerine üç yeni katman eklenmektedir: Artı-zaman, artı-veri ve artı-öngörü.
2.1. ARTI-ZAMAN: MESAİ BİTTİ, GÖZETİM BİTMİYOR
Artı-zaman, en basit hâliyle, sözleşmede yazmayan ama fiilen işverene açılan zaman dilimidir. Esnek mesai, uzaktan çalışma, her an çevrimiçi olma baskısı, uygulama bildirimleri ve performans metrikleri, emekçinin gününü delik deşik eder. Kağıt üzerinde sekiz saatlik mesai, fiiliyatta on iki saatlik bir “hazır ol” hâline dönüşebilir. Platform proletaryasında bu durum daha da belirgindir: Uygulamaya giriş-çıkış saatleri, bekleme süreleri, sipariş gelmediği hâlde çevrimiçi kalma zorunluluğu, çoğu zaman “çalışma süresi” olarak bile sayılmaz. Fakat emekçinin hayatı, bu bekleme ve hazır olma hâli etrafında örgütlenir.
Tüketici açısından da benzer bir artı-zaman sömürüsünden söz etmek mümkündür. Sonsuz kaydırma mantığıyla tasarlanmış sosyal medya akışları, bitmeyen bildirimler, oyun ve dizi platformlarının kurguladığı “bir bölüm daha” psikolojisi, insanların dikkatini ve boş zamanını yutar. Burada kimse kimseye “mesai” yaptırıyor gibi görünmez; oysa şirketler için bu dikkat dakikaları, reklam gelirinin ve veri üretiminin asıl kaynağıdır. Emekçi için olduğu kadar tüketici için de artı-zaman, hayatın parçalarının usul usul şirketlere doğru akmasıdır.
2.2. ARTI-VERİ: ÜCRETLENDİRİLMEMİŞ DAVRANIŞ FAZLASI
Artı-veri ise emekçinin ve tüketicinin davranışlarından süzülen ve karşılığı ödenmeyen bilgi fazlasıdır. Emekçi, işini yaparken sadece mal veya hizmet üretmez; aynı zamanda sistem için son derece değerli bir davranış verisi üretir. Çalışma hızları,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden