Oy Bulancak bu iş nasıl olacak
Geçtiğimiz günlerde Karadeniz bölgesindeydim. Karadeniz’e gitmişken dede ocağına uğramamak olmaz. Çocukluğumun simgesi köy evimizin bacası artık tütmüyor. Yaşanan hayatlar, hüzünler ve mutluluklar mazi denen dört harfe sığmış durumda. Aile mezarlığına gittiğimizde bizi büyüten ve yetiştiren ebeveynlerimiz bizimle konuşmuyor artık. Sesleniyorum duymuyor, derdimi anlatıyorum yol göstermiyor. Boş mezar taşlarıyla kendimce konuşuyorum.
Hüzne talip oluyor gönül. Derelerin akışı coşkusunu kaybetmiş, dağların heybetinden eser kalmamış. Eskimeyen eski köy evlerinin hiç birisinde baca tütmüyor. Bir zamanlar insanlığın, dostluğun, komşuluğun ve vefanın hüküm sürdüğü yerler sessizliğe bürünmüş durumda. Kapitalizm denen canavar insanlığın kıymetini bitirmiş durumda.
Okulları kapatmakla başladılar maneviyat mahkumiyetine. Okul, cami ve dispanser Yan yana olan geçmişimizden bizi sürgün ettiler. Üretmeye değil tüketmeye alıştırdılar. Köylerimizde........
© Gazete Damga
visit website