menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Adı ikramsa, ‘misafire’ maliyet söylenmez!

12 31
21.12.2025

Türkiye’de havayoluyla yolcu taşıma faaliyeti Türk Hava Yolları ile başlar.

Havayolunun belli kesimin tekelinden çıkıp, kitlesel olarak yaygınlaşması ancak 1980’lı yıllardan sonra olur.

Havacılığın devlet tekelinden çıkarak özel sektör tarafından yapılması da İstanbul Havayolları ile mümkün olur.

2000’li yıllarda ise diğer özel şirketler de iç hatlarda uçuş yapmaya başlar.

Uçuşlarda ikram verilmesi adettendi.

Geçmişte tam bir kamu şirketi olarak ücretsiz ikram veren THY kısmi özel şirket olunca da ikram konusundaki uygulamalardan hiç geri adım atmadı.

Geçmişte faaliyet gösteren Fly, Onur, Atlas ve Sky gibi özel sektör şirketleri de iç hatlarda sandviç, su, çay ve meşrubat ikramını sürdürmüşlerdi.

Sonra ne oldu nasıl olduysa havayolu şirketleri ikram konusunda cimrileşti.

Uçaklarda bırakın sandviçi ‘Allah’ın suyu’ bile parayla, pahalı satılır oldu.

Bu konuda ilk adımı Pegasus attı. Adını LCC (Low Cost Carrier) Düşük Tarifeli Taşıyıcı olarak lanse eden bu şirketimiz uçakta her şeyi parayla satma uygulamasını başlattı. Bileti ucuz sattığını söyleyerek ikramdan (ikram ve para birbirine hiç de uygun düşmeyen iki kavram) -buna su dahil-para aldığı için tepki de çekiyordu. Diğer şirketlerden de gelen şikayetler üzerine Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Eylül 2025’te yaptığı açıklamada uçaklarda suyun artık ücretsiz verileceğini duyurdu.

Bakanı Uraloğlu, açıklamasında, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü eliyle yolcu taşımacılığı yapan tüm hava yolu işletmelerine gönderdikleri talimat kapsamında, uçuş süresince her yolcuya en az 200 mililitre içme suyunun ücretsiz temin edilmesinin zorunlu olacağını bildirdi.

Uraloğlu, özellikle yaz aylarında, uzun süren beklemelerde ya da kabin içi havalandırmanın yetersiz kaldığı durumlarda yolcuların susuz kalmasının, baş ağrısı, konsantrasyon kaybı, hatta tıbbi acil durumlara kadar varabilen riskler oluşturabildiğine de sağ olsun vurgulamayı ihmal etmedi.

Aslında su gibi hayati bir konuda ikram, devlet zoruyla değil, gönüllü yapılması gereken bir iş olabilmeliydi.

Yarım bardağı ancak doldurabilen minik plastik petlerde verilen suyun şirketlere nasıl bir fatura çıkardığını hem bilmiyor, hem düşünmüyordum.

Çok yönlü ve başarılı bir yönetici olarak tanıdığım Pegasus Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nane (Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği Başkanlığı’na yine seçilmiş. Kutluyorum ve başarılar diliyorum) bu işin şirketlerine maliyetinin 2 milyon Euro olduğunu açıklamış. Gazeteci sorar sormasına da, karşısındaki kişi sözün ne anlama geldiğine dikkat etmeli. “Ücretsiz, yani........

© Gazete Damga