56 yıldır zirvede olan bir efsane: Erol Evgin
Türk pop müziğinin gerek kişiliği gerekse hiç kimsede benzeri dahi olmayan ses rengi adeta
mihenk taşı olmayı başaran Erol Evgin’le müziği konuştuk. Erol Evgin’e kaç yıl olduğu
sorduğumda aldığım cevap tüylerimi ürpertiyor: “56 yıldır şarkı söylüyorum.1969 yılında ilk
45'lik plağımı yaptığım günden bu yana sayarsak 56 yıl olmuş.”.
ANNE İÇİN YAZILAN BİR ŞİİR
Anneler öpeyim de geçsin der. Biliyorsunuz anneler bir de çok severler. Öpünce geçer ve iyileşir
yaralar. Benim şarkı sözü yazarım Dr. Selma, annesinin vefatında yazmış “Öpseydin
Yaralarımdan” şarkısının şarkı sözünü. Çok etkiledi beni de. Ben de besteledim büyük bir
zevkle. Firuz İsmailov aranjörüm çok güzel bir aranjman yaptı. Daha sonra şarkının bir de rock
versiyonu yaptık.
“ÇİĞDEM & MELİH RUHUNU BOZMAMAK İÇİN BESTELERİMİ SAKLADIM”
Ben 1969 yılında ilk 45'lik yaptığım zaman, o zaman yabancı şarkılara Türkçe sözler yazma
modası vardı. Ben de eski günlerde yazdım. Bir San Remo festivali şarkısına. “Eski günler” diye
söz yazmıştım. Sonra arkasına da bir Fransızca şarkı vardı. Onu da “Sen” diye yazmıştım. Öyle
birkaç tane 45'lik yaptım. Sonra besteler yapmaya başladım. Sabahattin Ali'den, Güzide
Taranoğlu'ndan filan şiirleri bestelemeye başladım. Öyle bir dönemde geçti yani. O dönemde
bestelerim vardı benim ama ünlü değildim. Sonra 1976 yılında Melih Kibar ile “İşte Öyle Bir
Şey” ve “Sevdan Olmasa”yı yapınca birdenbire benim ünüm perçinlendi, birkaç kat arttı. O
arada ben besteler yapıyordum ama onları özellikle çıkartmıyordum. Melih ve Çiğdem ile bir
ekip ruhu yakalamıştık o ruhu bozmamak için bestelerimi hiç yayınlamadım. O atmosferi
bozmamak için çıkartmıyordum o şarkıları. Sonra Çiğdem'in aramızdan ayrılışından sonra Bedri
Rahmi Eyüboğlu’nun “Önde Zeytin Ağaçları Arkasında Yar” şiirini bestelemiştim. Onu
çıkarttım. Daha sonra ara ara besteler yaptım. “Ben imkânsız Aşklar İçin Yaratılmışım”ı yaptım.
ÇİĞDEM TALU İLE İLK ŞARKIMIZ: ŞOFÖR MEHMET
Ben önce Çiğdem Talu ile tanışmıştım. Çiğdem'in ağabeyi Erdem Bey ünlü bir mimardı. Benim
eşim de mimar. Onun ofisinde çalışıyordu. Erdem Bey demiş ki “Ya biz Erol'la Çiğdem'i bir
araya getirelim”.
Ben mahcup bir çocuktum. Bir şarkı sözü yazarı bir söz yazar, ben bunu
beğenmezsem bunu ona nasıl söylerim diye başka şarkı sözü yazarlarıyla çalışmıyordum.
Ailemizde yüksek sesle şiir okunuyordu. Şiiri iyi bilirim. Çiğdem ile tanıştıktan sonra biz bir
şarkı yaptık “Şoför Mehmet” diye. O şarkı çok tuttu, güzel oldu. Ondan sonra Çiğdem dedi ki
“Bir arkadaşım var” dedi. “Onu tanıştırayım sana” Peki dedim. Melih Kibar geldi. Biz Melih'le
kucaklaştık. Çünkü biz bu olaydan birkaç yıl önce İstanbul Yelken Kulübünde birlikte müzik
yapıyorduk. O piyano çalıyordu, ben şarkı söylüyordum ve o zaman Melih'in bestelerini ben
kasetlere kaydetmiştim. Ama söz yoktu. “İşte Öyle Bir Şey” adlı besteyi bana dinlettiler. Çok
çok beğendim arka yüzüne ne koyalım diye düşünmeye başladım.
O şarkıyı yorumladıktan sonra artık arkasına bir aranjman eklemek istemedik. Ne ben istedim ne
Çiğdem istedi ve plakçımıza ısrar ettik. Bu melodi vardı “Sevdan Olmasa”nın melodisi. Onu bir
şekilde organize ettik. Melih de İngiltere'de idi o sırada master yapıyordu.........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein