Konkordato’da bağımsız denetim güven reformu |
YENİ BİR DENGE ARAYIŞI
Türkiye’de son yıllarda konkordato başvurularının artması, finansal istikrarsızlık dönemlerinde şirketlerin yeniden yapılandırma araçlarına yönelimini açıkça gösteriyor. Ancak bu süreçte en çok tartışılan başlık, konkordato ön projesine eşlik eden “makul güvence denetim raporları” oldu.
Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından 2025 Ekim ayında yayımlanan düzenleme, konkordato sisteminin “denetim güvenilirliği” ayağını yeniden tanımlıyor.
Son dönemde konkordato zırhına bürünüp bunu yasal avantaj olarak kullanmaya başlayan şirketleri sıklıkla duyuyoruz. Özellikle suistimal riski taşıyan konkordato talebinde bulunan firmaları bu talepleri mercek altında.
Şirketin vergi borcunu ödememek, Sosyal Güvenlik Primlerini ödememek, alacakları ödememek yapılan konkordato projeleriyle hayal sunmak, 23 aya varan kesin mühlet ile zaman kazanmak bu bir zor durum mu yoksa bir strateji mi?
Yasal koruma kalkanı altına girip geride şirket borçlarını ödemeyerek, şirketin vergisini, Sosyal Güvenlik Primini ödemeyerek birçok kişiyi mağdur etmek konkordatonun şirkete sağladığı bir konfor amacı olmamalı.
Özellikle 2024 sonrası dönemde konkordato başvurularındaki dramatik artış, bu mekanizmanın bazı şirketlerce yalnızca yasal bir koruma kalkanı olarak kullanılmaya başlandığını gösteriyor.
Bu yazımda, sıklıkla yazdığım konkordato süreçlerine ilave olarak, Konkordato Süreçlerinde Yeni Dönem: Bağımsız Denetimde Kalite ve Güven Reformunu ve konkordatonun işlevsel geleceğini analiz edelim.
DENETİMDE YENİ GÜVEN KATMANI
Söz konusu düzenlemeyle birlikte, konkordato sürecine ilişkin raporlama yetkisine sahip denetçiler ve denetim kuruluşları için kalite güvence ve geçmiş performans kriterleri getirildi.
Artık;
Faaliyet izni iptal edilen bir denetim kuruluşunda görev yapmış sorumlu denetçiler,
Disiplin yaptırımı almış veya bağımsızlık ilkesini ihlal etmiş denetçiler,
3 yıl boyunca konkordato ön projelerine ilişkin makul güvence denetimi yapamayacak.
Bu hüküm, bir yandan denetim kalitesini artırmayı amaçlarken diğer yandan denetim sektöründe etik sorumluluk bilincini derinleştiriyor.
3 YILLIK FAALİYET ŞARTI: “KALİTE Mİ, ENGELLEME Mİ?”
Düzenlemenin ikinci kritik unsuru, yetki tescilinden itibaren en az 3 yıl fiilen faaliyet göstermemiş denetim kuruluşlarının konkordato denetimi üstlenemeyecek olması.
Bu, piyasa açısından iki yönlü sonuç doğuracak:
Yeni kurulan denetim firmalarının bu alana girmesi........