Üniversitenin geleceği “Karanlık” (mı?)
Burada herhangi bir ülkedeki herhangi bir üniversiteden değil, kurum olarak Üniversite’den bahsedeceğim. Bu yüzden baş harfini büyük yazıyorum.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, tüm dünyâdakinden çok da farklı olmayan ülkemizin eğitim sorunlarına çözüm bulma yolunda başta Millî Eğitim Bakanlığı ve YÖK olmak üzere ilgili ve sorumlu bütün kamu ve özel kuruluşlarımız büyük fedakârlık ve iyi niyetle mümkün olan bütün imkân ve ihtimâlleri devreye sokmaktadır. Ancak maalesef fedâkârlığın kaderi vefasızlıktır. Ve yine maalesef – irfan ehlinin tâbiriyle – cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir.
Yazının başlığına gelirsek, bir ülke tekâmül ederek bir yere gelecekse, o ülkeyi o yere getirecek olan kurum Üniversitedir. Üniversitelerin niteliğini de o ülkenin genel eğitim kalitesi belirler. Bir ülkenin genel eğitim niteliği mevcut durumun garantisi iken, gelecekteki durumun teminâtı ise Üniversite’dir.
Bir ülkedeki bütün üniversitelerin aynı seviyede olması bilimsel anlayışla bağlaşmaz. Eğer bütün üniversiteler birbirinin aynı olacaksa, aynı kurumu farklı isimlerle açmanın da anlamı yoktur. Bütün üniversitelerin aynı seviyede olmaması ve olamayacağı gerçeği, bizi üniversitelerin birbiriyle yarış içine giremeyeceği sonucuna götürür. Kurumlar arası rekâbet, ülkenin farklı nitelikteki insanlarının farklı içerik ve seviyedeki ihtiyaçlarına cevap vermede ortaya çıkar ki, bu rekâbet bir yarış değil, birbirinin eksiğini tamamlama ve ülkeyi gelecekte ulaşması istenen yere en az eksikle götürme çabasıdır.
Ama üniversitelerin geleceğinde tüm dünyâyı ve ülkemizi bekleyen bir karanlık vardır. Buna “kara delik” de diyebiliriz. Yâni bir galaksinin ömrünü tamamladığında kara deliğe dönüşüp kendi içine çökmesi gibi, üniversitelerin geleceğindeki karanlığı Üniversite kendi kendine oluşturmaktadır. Bu durum, ulusal değil küresel bir sorundur. 19. yüzyılın başında Prusya’da Humboldt’un temellerini attığı günümüz Üniversite yapısı, artık son kullanma târihine ulaşmıştır. Maalesef uçakların modernize edilip ömürlerinin uzatılması gibi bir çözüm de Üniversite için söz konusu değildir. Tıpkı Medrese gibi Üniversite de misyonunu tamamlamıştır.
19. yüzyılın başında, dönemin sanayi toplumunun ihtiyaç duyduğu insan tipini “üretmek” için oluşturulan mevcut Üniversite, günümüz yapay zekâ çağında,........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein