Vekalet’le Kurban Sosyolojisi ve Afrika Yaşam Felsefesi

KOLONYAL MANTALİTE

Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana (eksiksiz) iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez. Bu da onların, "Ümmîlere karşı (yaptıklarımızdan) bize vebal yoktur" demelerinden dolayıdır. Onlar, bile bile Allah'a karşı yalan söylerler.(A.İmran-75)

HABİL’İN FELSEFESİ

Onlara, Âdem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), «Andolsun seni öldüreceğim» dedi. Diğeri de «Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder» dedi (ve ekledi:) «Andolsun ki sen, öldürmek için bana elini uzatsan (bile) ben sana, öldürmek için el uzatacak değilim. Ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım.»(Maide-27,28)

TÜRKİYE DİYANET VAKFI 2024 YILI TANZANYA’DAKİ VEKALETLE KURBAN ORGANİZASYONU

Yıllardır bir din gönüllüsü ve din görevlisi olarak vekaletle kurban için cemaatimizi hep teşvik etmişimdir. Konuşmalarımda mutlaka bir şekilde Afrika anılır. Zira Afrika benim en temel dertlerimdendir, kendimi bildim bileli. Fakat bu kurbanların nasıl kesilip nasıl dağıtıldığı konusunda çok bilgim yoktu. Afrika’ya geldiğimizde göreve dair ilk toplantılarımızda ve sahaya ilk keşfe çıktığımızda, TDV’nin ne kadar büyük bir işi profesyonelce yürüttüğünü gördüm. Burada yerel STK’lar Diyanet’e partnerlik ve rehberlik yapmaktadır. Bu partnerlerin görevi, kurbanlıkların temini, kesim için ortam sağlaması, kesim ve etin işlenmesi için personel temini ve etlerin dağıtımın organize edilmesi şeklinde özetlenebilir ki işin başka detayları da bulunmaktadır. Yerel STK’nın bu organizasyon için hazırladığı ekipte, tercüman, kameraman, kesimci, yüzücü, et parçalayıcı ve dağıtımcılar bulunmaktadır. Sadece benim görevlendirildiğim kesim noktasında yüz civarında yerel görevli vardı ki, diğer kesim noktalarında da durum aynı idi. Organizasyon sırasında dört yerel STK, TDV’na rehberlik ve partnerlik yaptı. Benim çalıştığım kesim noktasında Türkiye’de üniversite okumuş, Türkiye muhibbi insanlar tarafından kurulmuş SETTA Vakfıyla çalıştık.

İlgili STK’lar ile ilk toplantılar ramazan ayında başlıyor ve muhtemel kurbanlık sayısı siparişi bu toplantılarda yerel stk’lara veriliyor.

Kurban Bayramı öncesi sahaya gelen TDV ekibinin ilk işi kendilerine eşlik edecek STK görevlileri ile bir toplantı yapmak ve kurbanlıkları kesim öncesi denetlemek. Bu denetlemede, kurbanlık havyanın kurban olmasında dinen bir sakınca olup olmadığı kontrol ediliyor. İlgili kriterlere uymayan hayvanlar ayrılıyor ve yerine yenisinin getirilmesi talep ediliyor.

TDV bu sene Tanzanya’da, benim de dahil olduğum, ilçe müftüsünden il müftüsüne, müfettişten başmüfettişe, imam-müezzin Diyanet görevlisi, TDV görevlisi, Türkiye ve Avrupa’dan katılan gönüllü vatandaşlarımızdan oluşan 33 kişilik bir ekiple çalıştı. 5000 büyükbaş hayvan, 35000 kurban hissesi kesildi ve halka dağıtıldı. Ekibin kaynaşması, yardımlaşması ve uyumu mükemmeldi. Çok güzel, çok nezih insanlarla tanıştık. Kesim ülkenin her yerine yayılmış olan yirmi ayrı noktada yapıldı. Bazı noktalara ulaşım 30 saat, bazılarına ulaşım 20 saat, bazı noktalara uçakla gidildi ki buralar ülkenin diğer ucu. Kesilen kurbanların etleri kesim noktasının çevresinde gerçekleşmektedir. Dağıtım, önceden tespit edilip kendilerine kart verilen aile veya kişilere kesim sırasında yapılmaktadır. Yerel STK’nın belirlediği cami veya okul bahçesi gibi yerlere kesim yapıldıkça etler gönderiliyor. Keza önceden belirlenmemiş, kart sahibi olmayan, kesim sırasında çevreye toplanan kişilere de dağıtım yapılmaktadır. Bir taraftan kesim yapılıyor, bir tarafta yüzülüyor, diğer tarafta işlenerek paketleniyor, bir taraftan da dağıtım yapılıyor. Bütün bu işlemler aynı anda gerçekleştiriliyor. Kesim sırasında her bağışçının ismi bizzat TDV görevlileri tarafından zikrediliyor. Her kesimin video kaydı alınıyor ve önümüzdeki yıllarda bu videoların bağışçılarla paylaşılması planlanıyor. Benim çalıştığım kesim noktasında iş iki gün sürdü, bazı kesim noktalarında ilk gün bitti, bazılarında ise üç gün devam etti.

TDV üç beş ülke dışında bütün Afrika ülkelerinde ve Asya’da bu çalışmayı yürütüyor. Tanzanya’da Din Hizmetleri Müşavirliğimiz bulunmaktadır ki, organizasyonun profesyonelce yürütülmesi konusunda Müşavirliğimizin büyük katkısı var. Diğer ülkelerde de Müşavirlik yoksa bile bir temsilcilik ofisi bulunmaktadır. Keza ülkedeki Büyükelçiliğimiz de bu çalışmalara katkı sağlamaktadır.

Et dağıtımı sırasında insanların muhtaçlığı büyük hüzün veriyor, memnuniyet ve minnet duyguları ise bir o kadar huzur veriyor. O sahneleri tasvir etmek çok zor. Saygı, sevgi, ilgi, gözyaşı, hüzün, mutluluk gibi şeyler anlık gerçekleşiyor ve sahne başka duyguya geçiyor.

Türk toplumunun kurban bağışı yapması ve TDV’nin bu kurbanları bağışçılar adına kesip dağıtması toplumlar arası bir gönül köprüsü kurmakta ve kardeşlik duygusunun pekişmesini sağlamaktadır. Bu organizasyonun gerçekleşmesi sırasında toplumlar birbirinden çok şey öğrenmektedir. Ayrıca bu yardım organizasyonları dünya ölçeğinde, ‘dışarıdaki Türkiye’ diyebileceğimiz, sınırları olmayan spesifik bir coğrafya yaratmaktadır.

TANZANYA’DA İNSAN

Vekalet’le Kurban organizasyonu kapsamında göreve gideceğim malum olunca, her sene Afrika’ya giden, Diyanet merkezde çalışan bir dostumun fikir ve tecrübelerini dinlemek için aradım. O sohbette ‘keşke beni Tanzanya’ya gönderseler’ demiştim ama bunun özel bir sebebi yoktu. Sadece Darusselam’ın yükselişini izliyordum birkaç yıldır. ‘Afrika’nın yükselen yıldızı’ ifadelerini hatırlıyorum medyadan. Dolayısıyla Afrika deyince Tanzanya aklıma düşüyor son yıllarda. Sonra görevimizi beklerken WhatsApp’ta Tanzanya 2024 diye bir gruba eklendiğimi gördüm. Grubun anonsunda görevli olarak Tanzanya’ya gideceğimiz duyuruluyordu. Sübhanallah dedim.

Tanzanya’ya ilk indiğimde, henüz havaalanı dışına çıkar çıkmaz, bir koku, bir hava hissettim. Biraz anlamadım, sonra otelin bahçesine geldiğimizde hatırladım. Bu Mekke kokusu. Ama burada Mekke kokusu derken manevi, lahuti bir şey kastetmiyorum. Bu coğrafi ve sosyolojik olarak Mekke kokusu. Mekke’de bir koku hissederdim, hacc yaptığım yıllarda. Havanın sıcaklığı, gürül gürül çalışan klimalar, sıcak esinti, gürültülü motorlar… bunlardan ortaya çıkan bir koku, kötü bir koku değil. O koku zihnimde Mekke ile özdeşleşmiş. Burada da aynısı var. Bir meslektaşım da beni doğruladı. Keza insanların iletişim tarzı da aynı diyebilirim. Mekke’de hizmet sektöründe çalışan yabancıların oluşturduğu bir sosyoloji var. Onların davranış kalıpları vardır. Herkese ya alışveriş yapacak müşteri, ya bahşiş verecek, ya da sadaka verecek bir zengin gözüyle bakarlar ve davranış kalıbı o bakışla şekillenir. Buralarda muadiller arası iletişim yoktur. Ast üst ilişkisi vardır. Burası da aynı. Doğu toplumlarında insanlar arası ilişkinin hep ast üst ilişkisi şeklinde gerçekleşmesi, belli bir orta sınıfın olmayışından kaynaklanıyor. Toplumun büyük bir kesimi alt sınıf, küçük bir kesim ise üst sınıf. İki sınıf arasındaki uçurum büyük.

Tanzanya insanı, ezilmişlikten gelen bir naiflik taşıyor. Mütevazi, gülümseyen, selamlaşan, ilgilenen bir insan tipolojisi. Sempatik ve güzel insanlar. Gözlerine bakarlar, gülümseyerek konuşurlar, fiziksel temastan kaçınmazlar. Gençler arasında kendi göğsünü yumruklayarak selamlaşma yaygın. Amerika’daki Afro-Amerikalıların da yaygın kullandığı bir selamlaşma şekli. Çocuklar şekerleme çok seviyor. Çocukken ben de çok severdim. Her gelen şeker verdiği için olsa gerek, sürekli bir şeker beklentisi var. Toplum 24 saat ayakta. ‘Akşam oldu eve gidelim’ yok. Gece her yerde çeşitli kalabalıklar var. Afrikalı ile resim çektirme klişesi çok yaygın, resim çektirmeye alışmışlar. Ama ben Afrikalı resmi çok çekmedim, Afrika resmi çekmeye çalıştım.

Tanzanya’da ve Afrika genelinde insan kalitesinin düşük olduğu söylenir. Burada kastedilen, okumuş ve meslek edinmiş insan kastediliyor. Bu anlamda insan kalitesi düşük denilebilir. Ama insanlık kalitesinde Afrika bütün dünyaya örnek olabilecek bir keyfiyete sahip. Ki bu yazı boyunca Afrikalının insanlığını konuşuyoruz aslında.

Tanzanyalı kendisinde olanı isterseniz verir. Sebepsiz verir. Camide, bir çocuğun elinde metalik bir para var, bana ver bunu dedim, verdi. Bir Masai yerlisi bana kolyesini ve Tanzanya bayrağını simüle eden bilekliğini verdi. Elbette ücretini ödedim, ancak o çocuktaki sevgi ve saflığın bedeli asla ödenemez. Her konuştuğum insan bir daha ne zaman geleceğimi soruyor. Kendilerine iyi davranan insanları burada sürekli görmek istiyorlar. Sürekli gülümseyerek konuşuyorlar. Asık suratlı insan görmek neredeyse zor. Ama Pazar yerlerinde bazı insanların yüzü gergindi. Para her yerde insanı bozuyor.

Köylerde çocuklar hep........

© Fikir Coğrafyası