menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bedenin ışığı, kentin hakkı, demokrasinin nefesi: D vitamininin adaleti

19 7
17.11.2025

Bir hücrenin ışığa açlığı ile bir kentin güneşe erişimi arasındaki bağ, bugün yalnızca biyolojik değil, açıkça politiktir. D vitamini eksikliği, salt metabolizmanın değil; aynı zamanda kamusal mekanın, belediye stratejilerinin, kentsel eşitsizliğin ve görünürlük hakkının da bir sonucu haline gelmiştir.

Güneşi göremeyen bir hücrenin çöküşü, güneşi görmeyen bir mahallenin kaderiyle paralel akar.

Hücredeki reseptör, devletteki yurttaş gibi davranır: Ne kadar ışık alırsa o kadar etkinleşir; ne kadar gölgede bırakılırsa o kadar susar.

Bugün birçok kentte yükselen bloklar, yalnızca mimari tercihler değil; enerji, sağlık, ruh hali ve toplumsal görünürlük üzerinde karar veren politik figürlerdir. Betonlar uzadıkça, ışık azalır; ışık azaldıkça hem kemiklerimizdeki osteoblast hem ülkede yurttaş zayıflar. Bu bir rastlantı değil, planlı bir “kentsel metabolizma” sorunudur.

Ve tam burada Marx devreye girer: Kentte ışığın, sosyal mekanın ve sağlık olanaklarının eşitsiz dağılımı, kapitalist mülkiyet ilişkilerinin bir ürünü değil midir?

Karanlık, modern iktidarın en sessiz araçlarından biridir:

-Sokağı karanlık bırakırsın, güvenlik zayıflar.

-Pencereyi karartırsın, beden metabolizması çöker.

-Kentliyi güneşten ayırırsın, ruh sağlığı kırılır.

-Kamusal alanı gölgeye hapsedersin, demokratik görünürlük dağılır.

D vitamini eksikliği, laboratuvarın soğuk bir........

© Evrensel