Hatay’dan İstanbul’a kentsel bağlar |
Hatay’ı İstanbul’a bağlayan kentsel imaj, bu yazının görseli olan ve Tersane İstanbul’da tasarım fuarı/pazarı kuran Contemporary İstanbul oldu.
Aslında niyetim bu bağı kurmak değildi. 6 Şubat depremlerinin 3. yılına yaklaştığımız şu günlerde, Hatay’daki kentleşme “manzaraları” üzerinden, inşai faaliyetlerin kentsel etkilerini yazmak istiyordum. Ve fakat güncel durumu “okurken” karşılaştığım bağlantılar, beni sermayenin mekân politikasındaki hareketliliğiyle İstanbul’a getirdi.
***
Evrensel’de 15 Aralık 2025 tarihinde yer bulan Dilek Omaklılar’ın “Bitti diye övülen Hatay’da konteyner yaşamı sürüyor” başlıklı haberi; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un, 27 Aralık’ta Hatay’da anahtar teslim yapılacak konut inşaatlarını ele alıyor.
Bir yanda halen konteynerlerde yaşayan insanlar, “yerinde dönüşüm” yapılacağı ileri sürülen ancak yerinden olanlar dururken, diğer yanda Bakanlığın inşa ettirdiği konutlar ne pahasına yapılıyor sorusu ortada.
Hatay’da resmi verilere göre depremden etkilenen 148 bin kişi AFAD’ın konteyner kentlerinde barınıyor. Yaklaşık 45 bin kişinin de kendi imkânları ile temin ettikleri konteynerlerde kaldığı tahmin ediliyor.
Sadece mülk sahipleri için olan bu konutlar, henüz inşaat aşamasında, yani taşınabilecek durumda değiller. Alt yapı yetersiz, ulaşım eksik. Sıfırdan yeni bir ev kurmak ayrı bir maliyet/güçlük. Kiracılar için sunulan bir imkân ise, halen yok.
Barınmanın her geçen gün daha da sorun yarattığı kentte, hızlı inşaatlara rıza gösteriliyor. Yani Hatay’da kentleşme üzerinden bir arzu ve rıza üretim politikası harıl harıl işliyor.
Peki kim yapıyor bu inşaatları?
Kazım Kızıl’ın X hesabındaki Hatay’daki yaşama dair paylaşımları, güncel durumu açıkça ortaya koyuyor. Kızıl’ın kamera kaydı inşaat işçilerine dönüyor:
18 yaşındaki........