menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

‘Asmayalım da besleyelim mi’den ‘Ben görevde olduğum sürece’ye!

29 28
13.12.2025

Bugün 13 Aralık… Erdal Eren’in 12 Eylül faşizmi tarafından jet ‘yargılama’ ile 13 Aralık 1980’de idam edilmesinin 45’inci yılı. 45 yıldır olduğu gibi bugün de Erdal Eren unutulmayacak; ‘mücadele’ sözü ile anılacak…

Amerikalı yetkililerin “Our boys did it (Bizim çocuklar yaptı)” dediği 12 Eylül faşist darbesine zemin hazırlanan dönemdir… Ankara’da 30 Ocak 1980’de Y. Ayrancı’da ODTÜ öğrencisi Sinan Suner, MHP’li Bakan Cengiz Gökçek’in koruması Süleyman Ezendemir tarafından, Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgalini protesto için duvara yazı yazdığı sırada vurulur. Sonra araca alınarak, işkence edilir, ölsün diye gezdirilir. Kan kaybından ve işkenceden öldüğüne emin olununca da Sinan’ın cansız bedeni bir hastane önüne atılır.

Aralarında Erdal Eren’in de bulunduğu yoldaşları, 2 Şubat’ta Sinan’ın öldürüldüğü yerde protesto gösterisi düzenler. Sıkıyönetim vardır, gösteriye askerler müdahale eder, çıkan çatışmada er Zekeriya Önge aldığı kurşun ile ölür. Çok sayıda genç gözaltına alınır, Erdal da aralarındadır ve eri öldürmekle suçlanır. Oysa Erdal’ın öldürdüğüne ilişkin somut delil yoktur, aksine Erdal’ın bulunduğu yer ile kurşunun yönü dikkate alındığında bu mümkün değildir.

Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesinde, üç celsede, adeta jet hızıyla, göstermelik bu yargılamada, avukatların ne keşif ne de Erdal’ın kemik yaşının belirlenmesi talepleri dikkate alınır. Zaten karar çoktan verilmiştir ve 2 Şubat’ta yakalanan Erdal, 19 Mart’taki üçüncü duruşmada idama mahkum edilir.
Mahkeme “yukarıdan gelen emir” ile hızlandırılmış ve karar çoktan verilmiştir. 17 yaşındaki Erdal kendisini yargılayanları yargılar adeta: “Türkiye’de ve dünyada görülmemiş bir yargılama usulüyle karşı karşıyayız. Bu davanın böylesine hızlı sonuçlandırılmak istenmesi, olay dahi anlaşılmadan........

© Evrensel