Bir şey oluyor. Kendi hayatlarımızda tanık oluyoruz, ücretli çalışmanın hikâyesi tüm dünyada ama derin ekonomik krizin hızlandırıcı etkisiyle Türkiye'de daha fazla, başka bir yere evriliyor. Ama bir şeyler 14. yüzyıldan beri hep oluyor.
DİSK Araştırma Merkezi'nin (DİSK-AR) 2024'ün ikinci çeyreğine dair raporu herkesin ayakta durmaya çalıştığı yere göre farklı şiddette hissettiği genel manzaraya dair insanı sarsan veriler ortaya koyuyor. Hesap kriterlerinin genel sorunları dışında TÜİK'in istatistiklerinde işsizliğe odaklanması, olup biten o “bir şeyleri”, işgücü piyasalarındaki değişimleri yansıtmakta aciz kalmasına neden oluyor. Bu bir zaaf ya da bir yöntem farkı değil elbette, manipülatif bir hamle. Buna karşılık DİSK-AR bir süredir Kayıtlı ve Tam Zamanlı İstihdam adıyla alternatif bir istihdam hesabı yapıyor. Bu minvalde Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarını içeren istatistiklere göre çalışabilir durumda olan nüfusun SADECE üçte birinin tam zamanlı ve sigortalı bir işi var. İnanılmaz. Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 27,3. Asgari ücretin normlaşmasını ve toplumun geneline yayılışını da hesaba kattığınızda yaygın yoksullaşmanın tablosu rakamlarla biçimleniyor.
Bu, yakın geçmişimizin ahvali; yakın geleceğe dair haberlerse bir tür nabız yoklama olarak paylaşıldı. Esnek çalışmanın yaygınlaşması, belirli süreli iş sözleşmelerinin kolaylaştırılması yönünde bir “müjde” bu. Bu tür sözleşmelerde şimdiye dek “belirsizliği” anlamlı kılacak bir proje esası aranıyordu, birini ancak belirli bir proje için tam istihdam etmeden çalıştırabiliyordunuz. Şimdi bunun kalkması, hatta işverenin paşa gönlüne göre uzatması ihtimalleri konuşuluyor. Genç işsizlere çare olarak düşünülen bu esnekliğin misal MESEM'lerde daha okurken çıraklaşmış bir genç ya da yeni bir üniversite mezunu için ne anlama geleceğini hepimiz iyi biliyoruz. DİSK-AR'ın son verilerine göre 15-24 yaş arası genç........