Tetikçi

Gazetemiz İzmir Bürosuna yapılan silahlı saldırı ile ilgili açılan davanın 3 Kasım tarihinde yapılan ilk duruşması en az 100 kişinin sığabileceği büyüklükteki salonda yapılmış ve salon tamamen dolmuştu. İkinci duruşmanın yapıldığı salon ise oturarak 10, ayakta dikilenlerle taş çatlasın 25-30 kişiyi alabilecek hacimde, küçük bir salondu. Kare şeklinde, üçte ikisini mahkeme heyetinin kürsüsü, sanıkların duracağı alan ve karşılıklı avukat masalarının kapladığı havasız salon, avukatlar, gazeteciler, gazetemize desteğe gelen kurum temsilcileri ve okurlarımızla ağzına kadar dolmuştu. İçeri girebilenlerin iki üç katı kadar da salonunun kapısında bekleyenler vardı.

İlk duruşmada, şikayetçi ve avukatlara ayrılan masaya geçerken sanık/tanık kürsüsünde, iki jandarmanın arasında ayakta dikilen tutuklu sanık İsa Can Biler’i gördüğümde açıkçası şaşırdım. Yanından geçerken dikkatle yüzüne baktım, acaba yanlış mı görüyorum diye. O da bakışlarıma karşılık verdi bu arada. Tüyü bitmemiş denilen cinsten bir yüz ifadesi olan, gövdesine oranla daha küçük kalmış kafası ile boynu arasında Göktürk alfabesi ile "Türk" dövmesi bulunan (Kolunda da dövmeler olduğunu gördüm sonradan), saçları üç numarayla kesilmiş, pervasız görünmeye çalışan bir ‘çocuk’ bakıyordu bana. Yerimize geçtiğimizde yanımdaki Avukat Barış İpek’e “Bu çocuk daha. Yanlış birisini mi getirmişler!” diye sormuştum o şaşkınlıkla.

Tabii ki gelen doğru kişiydi. 13 Ağustos gece yarısı, Evrensel’in İzmir Bürosunun bulunduğu sokağa sakince, sallana sallana giren, kamera görüntülerine göre (Sokaktaki otoparkçılardan aldık görüntüleri) elinde bir cihaza bakarak (telefon ya da navigasyon benzeri bir şey) büromuzun tam yerini bulan, kapısında ve tabelasındaki “Evrensel İzmir Temsilciliği” yazısına silahını doğrultarak şarjör boşalana kadar 10 el ateş eden, sonrasında da geldiği yöne doğru, dar sokakta koşar adım kaçan şahıs şimdi, sanık kürsüsünde önümüzde dikiliyordu. Kamera görüntülerinde en az 30 yaş civarında gösteren şahıs 2003 yılı doğumlu, 22 yaşında, hâlâ tam çocukluk ve ergenlikten çıkmamış birisiydi.

İsa Can, ilk duruşmada, “Alkollü olduğum için böyle bir şey yapmışım. Başka bir şey hatırlamıyorum” dedi ve güya kendisine ezberletilen bu birkaç cümleyi tekrarlayıp, “pişmanım” diyerek ifadesini bitirdi. Sorulan soruların büyük kısmına “Hatırlamıyorum, bilmiyorum” gibi yanıtlar verdi. Hatırlamadığı şeyler arasında Evrensel’i kurşunladığı silah vardı. Silahı saldırıdan iki ay kadar önce Tepecik’te tanımadığı birinden, 5 bin liraya aldığını, olaydan sonra ise Bayraklı tarafında boş bir araziye attığını, arazinin neresi olduğunu hatırlamadığını iddia ediyordu.........

© Evrensel