Dış politikada nereden nereye…

Zaman zaman kendisini zor durumda bıraksa da, Erdoğan’ın diline doladığı laftır: “Nereden nereye?

Karşısına, “Tek yüzüğüm var” diyerek başladığı kariyerinde bugünkü bir eli yağda bir eli balda halinin çelişki oluşturduğu çıkarılmıştır. “Yasaklar, yolsuzluk ve yoksulluk” karşıtlığından tam zıddına varması üzerinde durulmuştur. Ancak o bununla çok işler başardığını anlatır.

Dış politikadaysa bir noktadan başlamış, dönmüş dolaşmış, bu kez daha ileriden yer tuttuğu yine aynı noktaya gelmiştir.

Hatırlansın, Amerikan emperyalizminin “ılımlı İslam’a” yatırım yaptığı yıllardır ve Erdoğan iktidar ipinin ucunu yeni tutmuştur. “Avrasyacılık” taslayan generaller karşında Amerikan desteğine ihtiyaç duymaktadır. “Milli görüş gömleğini çıkardığını” söyler ve kendisine takdim edilen “büyük Ortadoğu projesi eş başkanlığı”nı seve seve üstlenir. “BOP” adıyla ortaya atılan proje ABD’nin SSCB’den boşalmış Avrasya’daki atağına taktığı addır. Amerikan stratejik planıdır, tabii ki emperyalist çıkarlarının hizmetindedir ve Erdoğan bu Amerikan projesinin eş başkanlığını üstlenir.

Aynı dönemde Avrupa Birliği’ni ve birliğe üyeliği de yücelerde tutmaktadır. AB ile görüşmelerde epey bir fasıl görüş birliğine varılarak geride bırakılır.

İktidara yerleştikçe Erdoğan kendisine güç vehmetmeye başlar. Öncesinde de kuşkusuz politika ve tutumlara içerilmiş olan ama açık işbirliğiyle elde edilmeye çalışılan “özel çıkarlar”ın giderek çok taraflı proaktif dış politika yoluyla elde edilmesi yolu tutulur. “Özel çıkarlar” Türkiye’de belirli bir palazlanma sürecinden geçen yerli tekellerin çıkarlarıdır.

Hakkı yenmemelidir; bugünlerde yeniden kendisine kur yapmakta olan dönemin önce Başbakanlık Başdanışmanı, sonra Dışişleri Bakanı ve nihayet Başbakanı A.........

© Evrensel