Uzaylı gözlükleriyle kapitalizmi okumak
Her sanat ürünü bir şekilde üretildiği dönemin ve yerin koşullarını yansıtır. Filmlerden romanlara bilim kurgunun en sık işlenen konularından biri uzaylıları ele alalım. Hemen hemen her zaman kendi gözümüzden uzaylıların nasıl görüneceğini konuşuyoruz. Sanat eserlerinde yarattığımız uzaylılar da üretildikleri zamana ve mekana göre değişiyorlar: Bazen agresifleşip işgale yelteniyorlar, bazense bilgelik sunmaya geliyorlar. Ya da Hollywood’un yarattığı uzaylılarla Bolşevik Aleksandr Bogdanov’un 1908’de yazdığı Kızıl Yıldız romanında dünyaya gelen komünist Marslı uzaylılar arasında dağlar kadar fark var.
Elbette bunda şaşılacak bir şey yok. Ne de olsa şimdiki zamanın ruhuna attığımız demire ancak bir ölçüde meydan okuyabiliriz. Bizi çevreleyen evren hayal gücümüzü de etkiliyor. Buna karşın soruyu tersten sorarak hikayenin öznesini değiştirebiliriz: “Bizim uygarlığımızın gözümüzden uzaylılar nasıldır?” yerine “Uzaylıların gözünden bizim uygarlığımız neye benzerdi?” diye sorabiliriz. Böylece kendi zamanımıza yabancılaşmadan dünyayı en çıplak haliyle görmeye çalışabiliriz.
Mesela bizden çok daha ileri bir uygarlık seviyesine sahip uzaylıların gezegenimize turizm amaçlı geldiklerini varsayalım. Sınıfların olmadığı, eşit, adil, sınırsız ve sömürüsüz bir gezegenden gelen ziyaretçilerin bu sessiz gezi sonrasında kaleme -ya da artık her neyeyse- alacakları izlenim yazısı neye benzer? Hangi yönlerimiz onlar için dudak uçuklatıcı derecede distopiktir? Gelin bir an için kendimizi bu uzaylı turistlerin yerine koyup toplumumuzun ‘bilim kurguyu’ andıran yönlerini düşünmeye çalışalım...
Dünya denilen gezegende insanlar tamamen rastlantı sonucu içine doğdukları ailelerinin sınıfsal arka planı doğrultusunda hayat maçına daha ilk günden galip ya da mağlup başlıyorlar. İktidar, sermaye sahibi mikroskobik bir azınlığın çıkarları doğrultusunda şekilleniyor. Bu yüzden birey etrafına örülen bu sosyo-ekonomik duvarları güçlendirerek zaten olmayan sınıf atlama ihtimalleri giderek daha mucizevi hale geliyor.
İçine doğulan sınıf yetmezmiş gibi cinsiyet de aynı düzen tarafından şekilleniyor: Çalışma koşullarından sosyal haklara, ev içindeki iş bölümünden........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein