‘En kötü hırsız, çocukların oyun zamanını çalandır’

Rusya’nın başkenti Moskova’nın merkezi Kızıl Meydan aynı zamanda bir mezarlıktır. Merkezinde ünlü Lenin Mozolesi bulunur. Fakat meydanda yatan tek kişi Lenin değildir. Mozolenin hemen arkasında Kremlin’ın kızıl tuğlaları yükselir. İşte bu duvarın içerisinde Sovyetler Birliği’nin önde gelen ‘kahramanları’ yatar. Devrimciler, bilim insanları, siyasiler ve sanatçılardan oluşan bu mezarlığın her bir taşı büyük sembolik anlam taşır.

Duvarın önünde yürürken gözünüze Latin alfabesiyle yazılmış farklı bir isim takılacak: ABD’li İşçi Önderi William Haywood. Kendisi Ekim Devrimi’nin yarattığı enternasyonalist rüzgar sebebiyle yolu Sovyetlerden geçmiş birçok isimden biridir. Fakat maden ocaklarında çalışan küçük bir çocuk olarak başlayan hayatı nasıl Moskova’nın baş köşesinde bitmiştir? Uzun boyu ve dev cüssesi nedeniyle işçilerin ‘Koca Bill’ lakabıyla tanıdığı bu tek gözlü adam nasıl ABD oligarşisinin korkulu rüyası olmuştur?

Gelin madenlerden kavgalara, grevlerden idam yargılmalarına, cezaevlerinden sürgünlere... ilk nefesten son nefese kadar işçi sınıfına adanmış bu muazzam hayata göz atalım.

Biyografilerde bir insanın hikayesinden söz edilirken önce ‘doğum yılı’ ve ‘doğum yeri’ verilir. Haliyle bu kısımda şehir ya da bölgeler dile getirilir. Oysa bu, bir hayatı anlamlandırmak için yeterli bir bilgi sayılmaz, zira şehirler içerisinde birden fazla ‘şehir’ vardır. Emekçilerin çocukları, zengin azınlıkla aynı şehirde doğabilir ama aynı ‘yerde’ doğmaz.

Haywood, hayatı boyunca bu sınıfsal çelişkiyi üzerinde taşıyacak bir biçimde hayata gözlerini açar. Biyografi diliyle söyleyecek olursak: Güney Afrikalı bir anne ve Kentucky’li madenci bir babanın oğlu olarak 1869 yılında Utah’ın Salt Lake kentinde dünyaya gelir. Fakat belirleyici olan yeri görmek için doğum anına biraz daha yaklaşmalıyız. Çünkü Haywood’un ‘doğum yeri’ babasının çalıştığı madenin mutfağıdır!

Küçük Bill’in ailesi yoksuldur. Bill daha bebekken babası ölünce hane halkı için işler daha da kötüleşir. Fakat daha sokakta oynama hakkını kaybetmediği günlerden bir gün, sapanını bıçakla yontarken kaza eseri sağ gözünü kaybeder. Yerine camdan bir göz takılır. Bu sebeple fotoğraf çekilirken ya da konuşurken yüzünün sol tarafını dönme alışkanlığı edinir.

Ailenin mecburi ihtiyaçları sebebiyle henüz 9 yaşındayken çalışmaya çiftliklere ve madenlere gönderilir. Boş zaman denilen şeyin imtiyazlı sınıfların sahip olduğu bir lüks olduğunu Nevada’da yerin metrelerce altında öğrenir. Tüm gençlik yıllarını bir madenden ötekine geçirirken bulunduğu yerlerdeki işçi önderleriyle tanışır ve kendisini Batı Madenci Federasyonunda (WFM) örgütlü işçi mücadelesinin içerisinde bulur.

Çalıştığı bölgede madenciler mücadele esnasında sık sık şirketin paralı silahlı güçleriyle karşı karşıya gelir. Kanlı mücadelelerde Haywood henüz genç bir delikanlıyken gözünün önünde siyah bir işçinin linç edilişine tanıklık eder.

Hayatı kavga ve zorlu çalışma koşullarıyla sürüp giderken başarılı bir örgütçü olarak öne çıkar. Grevler kadar madenlerde çocuk işçiliği yasaklamak için yürüttüğü kampanyalarla isminden söz ettirir. Sendika yöneticiliği ve Madenci dergisi editörlüğü yapar. Amerikan Sosyalist Partisine (SPA) dahil olur. Sendikada militan işçi........

© Evrensel