menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye işçi mezarlığı: İş cinayeti rejiminin oluşumu

19 22
13.11.2025

Kocaeli/Dilovası’da halk tarafından CİMER’e ve Dilovası Belediyesine şikayet edilmesine rağmen faaliyetine devam eden, sigortasız ve çocuk işçi çalıştıran, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini almayan, tehlikeli sınıftaki bir iş yeri olmasına karşın mevzuata aykırı şekilde yerleşim alanında faaliyet gösteren Ravive Kozmetik’te meydana gelen iş cinayetinde 3’ü çocuk 6 kadın işçi hayatını kaybetti.

Ravive iş cinayeti; yakın dönemde İliç’te, Bartın’da, Oba Makarna’da ve Gayrettepe Masquarede’de gerçekleşen toplu işçi katliamlarında olduğu üzere Türkiye kapitalizminin siyasi, hukuki ve iktisadi özeti niteliğindedir.

İktidarın “agresif büyüme” modeli doğrultusunda sermaye birikiminin ivmesi arttığı oranda emek rejimi despotikleşirken, çalışma koşulları ağırlaşıyor, işçiler daha fazla sömürülüyor. Tüm bu faktörler “iş cinayeti rejimi”nin oluşumuna işaret ediyor.

Tek bir failden, tek bir cinayet mahallinden, tek bir nedenden söz edemeyeceğimiz için; arka planında devlet aygıtının, idari ve yargısal mekanizmaların, üretim ilişkilerinin, sermaye birikim rejiminin bulunduğu “iş cinayeti rejimi” oluşumu söz konusu.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi verileri Türkiye’nin “olağanlaşmış” iş cinayeti rejiminin fotoğrafını net şekilde ortaya koyuyor. AKP’li yıllarda en az 35 bin iş cinayeti gerçekleşti:

– Her gün en az 5 işçi çalışırken,

– Her gün 18-30 yaş aralığında en az 2 işçi çalışırken,

– Her hafta okulda olması gereken 5 ila 18 yaş aralığında 1 çocuk işçi çalışırken,

– Her hafta emekli olmasına rağmen çalışmak zorunda kalan 60 yaş üzeri en az 2 yaşlı işçi çalışırken ölüyor.

Kamu veya özel sektör, güvenceli veya atipik istihdam, çocuk veya yaşlı, yerli veya yabancı, kır veya kent fark etmeksizin iş cinayeti rejimi ölçeği mekan ve zaman boyutunda hızla yoğunlaşıyor. İş cinayetleri an itibarıyla sadece iş yerlerinde İSG önlemleriyle durdurulabilecek aşamayı geride bırakmıştır. İş cinayetleri çok katmanlı ve çok boyutlu bir olgu olup, temelde bir sonuçtur.

Ana hatlarıyla iş cinayeti rejiminin kolonları; neoliberal politikalar, uluslararası iş bölümünde Türkiye’nin ucuz emek rezervi rolü, organize sanayi bölgeleri (OSB) ve özel endüstri bölgeleri ile Anadolu’nun “küresel fabrikaya” dönüşmesi, yıllara yayılmış mutlak artık değer sömürüsü, kamunun varlıklarına el koyarak devam eden ilkel birikim, madencilik faaliyetlerinde somutlaşan “yeni ekstraktivizm”, grevleri ve işçi direnişlerini engelleyen emeğin anayasasızlaştırılması sürecidir.

Grafik: İSİG Meclisi

Grafik: İSİG Meclisi

Uygulanan ekonomi politikalarına ve sermaye birikim stratejilerine göre iş cinayetlerinin son 10 yılını dönemselleştirebiliriz:

– Türkiye’deki en büyük işçi katliamı olan 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Soma Maden Katliamı’nın yaşandığı 2014 yılında 1886 iş cinayeti........

© Evrensel