Casusluk

Casusluk kolay tarif edilemeyen, iktidarların sevmedikleri kişiler hakkında sık sık kullandığı bir suç nitelemesidir. İktidarlar genellikle sıkıştıkları zamanlarda rakiplerini ya da sevmedikleri kişileri casuslukla suçlayıp cezalandırırlar. Bunun en ünlü örneği Dreyfus davasıdır. Fransa’da Yahudi bir yüzbaşı casus olarak suçlanmış ve yargılanmıştır. Fakat suçlamanın ve yargılamanın bir komplo olduğunu fark eden aydınlar ve gazeteciler olayın üstüne gitmiş, Ünlü Yazar Emile Zola İtham Ediyorum diye o ünlü makalesini yazmış, o da hainlikle suçlanmış fakat sonunda Yüzbaşı Dreyfus’un suçsuz olduğu ortaya çıkmıştı.

MİT’in kuruluş nedenlerinden biri casusların yakalanması idi. Fakat tarihinde yakaladığı ve yargılanan gerçek casus sayısı da bir elin parmaklarının sayısını geçmez. Yunanistan, Rusya ya da İsrail’e casusluk yaptığı iddiası ile suçlanan ya da yargılananların önemli bir kısmı askeri bölgelerde fotoğraf çekmek ya da askeri kişilerle samimiyet kurmaktan yargılanmıştır. Bir de ünlü ABD’ye casusluk davası var. MİT başkan yardımcısı (O dönemde başkan ya da müsteşarlar Genelkurmayın görevlendirdiği bir korgeneral olduğundan aslında başkan ya da müsteşar yardımcısı örgütün birinci adamı pozisyonundaydı) ABD’ye casusluk yaptığı gerekçesi ile suçlandı ve cezalandırıldı. İşin ilginç yanı o dönemde Türkiye silahlarının hemen hemen hepsini ABD’den alıyordu. NATO ve ABD askeri bütün bilgileri biliyordu. MİT, CİA ile çok yakın çalışıyordu. CİA’dan gizlisi saklısı yoktu. CİA Kontrgerilla örgütünü Ankara’nın göbeğinde yönetiyordu. Casusun........

© Evrensel