Şimşek öncesinde de, Şimşek sonrasında da hep aynı mantık

Şimşek öncesinde faiz inadı vardı. Aniden kur yükseldi ve fiyatlara yansıdı. Kur Korumalı Mevduat cambazlığı ile korumaya alınanlar dışında toplumun tüm kesimleri fakirleşti. Hükümetin can simidi olarak Şimşek geldi ya da gönderildi, ilk beyanatında her şeyin yanlış olduğunu ve düzeltileceğini söyledi. Evet, bir şeyler değişir gibi oldu. Fakat sistem değişmeden kafa da değişmemiş olduğundan aynı politika farklı görüntüde uygulanmaya başladı. Umarım, artık burjuva iktidarlarının nelere kadir olduğunu anlayabiliriz de, biraz olsun nefes alabileceğimiz daha makul siyasi açılımlara yöneliriz.

Hiç birinin geçerliliği olmayan farklı sebeplerle faiz baskılanırken kimileri milyonlarına milyon kattı. Yerli paradan kaçanlara tarihte görülmemiş avantajlar tanınarak servetleri korundu. Emekçileri ise, ne gören oldu, ne de sesini duyan. Politika tarihine bir burjuva hükümetinin yapabileceği en soyguncu politika olarak geçecek olan bu safhayı tarihe gömelim ve bugünkü sorumuza dönelim. Bu arada, ezilen emekçi dostlarımız siyasi iktidara bir şekilde yanıt vermeye çalıştı, fakat bu haklı çaba, yoksulluklarını partiye rüşvet karşılığı satma haysiyetsizliği engeline takıldı. Ne var ki, tüm tökezlemeleri yandaş çıkar-oy mübadillerin ülke aleyhine geliştirdikleri öz çıkarcı davranışları ile açıklamak da yeterli olamaz. Kapitalizmin teslim aldığı toplumsal bilinç fazla bir desteğe gereksinim duymadan kendi altarını –kafa kesme masası- özenle korur, hatta gerekli durumlarda geliştirir dahi. Nitekim NATO zirvesi dönüşü, toplantıdan da yağ çıkarırcasına, bölgemizin savaş tehdidi ile karşı karşıya olduğu açıklandı. Tehditler olmasa iktidarlar nasıl ayakta kalabilirler ki, sanki tehditleri yaratanlar kendileri değilmiş gibi!

Şimşek geldi işler düzeldi mi? Evet, bir kesim için düzelme yoluna girdi. Fakat aynen geçmişte de olduğu gibi, bu yol diğer kesimin ciğerinin sökülmesi pahasına gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Para babaları için Türkiye pazarı tedricen düzeltiliyor; TÜİK’in........

© Evrensel