Üç görüntü: Amerikan katarı püfleye püfleye ilerliyor |
Coğrafyamızın temel sorunu farklı ses ve enstrümanlar arasında ahengi sağlayacak kompozitör liderliğin ve aklın yokluğudur. Uyumsuz karmaşa bir orkestra şefinden çok, zorbayı arama eğilimimi besliyor. Burada çatışma, siyasetin kronik aracı; farklılık da bölünme korkusu. Toplum ve siyaset ortak metinler çıkarma ve buna uygun modeller ortaya koyma konusunda tecrübesiz, yeteneksiz ve isteksiz.
Hegemonik güçlerin bu coğrafyayla kurduğu ilişki de kendi çıkarlarını temin edecek güçlü şefler arıyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Ebu Muhammed el Colani ve Muhammed bin Selman’a kadar ortaklar listesindeki liderlere yönelik övgüsündeki anahtar ifade ‘sert adam.’
Suriye’ye bakıyoruz; ülke her türlü ağır sorunun temerküz ettiği bir yere dönüştürüldü. Çıkışı da ‘bir sert’ adamda arıyorlar. Fakat denklemde, bu kalıpta çok sayıda lider var ve bunların Amerikan çıkarlarına göre hizalanması daha büyük bir zorbalığı gerektiriyor.
Bütün zorluk ve çelişkilerine rağmen Trump’ın istediği, izin verdiği ya da göz yumduğu denklem adım adım yol alıyor. Geçen hafta birbiriyle ilintili üç görüntü, büyük resme giden yolda ilerledikleri izlenimi verdi.
Şam’da cihatçı alternatifin Amerikan çıkarlarına kazandırılması operasyonu önemli ölçüde tamamlandı.Colani’nin yeni efendilerine ödeyeceği diyetler ve Amerikan yönetiminin ‘asimetrik’ ara buluculuğu sayesinde, İsrail sadece güneyde istediği tamponu elde edecek gibi gözüküyor.
Sadece bu değil; Suriye’ye havada ve karada tecavüz etme özgürlüğünü koruyan, ülkenin silahlanma kapasitesini sınırlayan ve Türkiye’nin üs edinme planlarının önüne set çeken bir konumda olmak istiyor.
Colani, Beyaz Saray’dan parfüm kokusuyla korkularından arınmış halde dönünce, İsrail Başbakan Benyamin Netanyahu çizdiği sınırlarda gevşekliğe mahal vermemek için ‘tanrı yadigarı’ toprak gibi işgal ettikleri yerlere gidip poz verdi. Türkiye’yi güney Suriye’ye sokmadıklarını ve üslenmek istediği T4 üssünü vurduklarını söyledi. Bir anlamda “Sen kuzeyde dilediğini yapabilirsin ama güney benim oyun alanım” mesajı verdi. Suriye’nin orta yerindeki Palmira’nın batısında yer alan T4’ün bombalanmasıyla da İran ya da Körfez’de başka bir hedefi vururken kullanacağı hava koridoru üzerinde hiçbir güç istemediğini gösteriyor.
Ankara’nın yapabildiği tek şey, İsrail’i ABD’ye havale etmek. İsrail’in bölgeyi istikrarsızlığa sürüklediğini anlatarak ABD’den Orta Doğu’daki tetikçisini dizginlemesini bekliyor. Netanyahu Ankara ile ‘normalleşme’ için diyaloğun........