menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

2025: Siyasetin yargı eliyle dizaynı ve dip dalgası

27 1
yesterday

2001 krizinin ardından yapılan seçimlerle hayatımıza giren AKP’nin 23 yıllık iktidarı açısından, Gezi direnişinin yarattığı etkiyi de içeren 7 Haziran 2015 tarihindeki genel seçimler, ilk büyük kırılmanın başlangıcıdır. HDP bu seçimlerde, aldığı yüzde 13.1 oy oranı ile Türkiye Büyük Millet Meclisinde 80 milletvekili ile temsil edilmeye hak kazanırken, yüzde 40.9 oy oranı ile 258 sandalye elde eden AKP, Meclis çoğunluğunu kaybetti.

Kitle desteği aşınmaya başlayan AKP’nin, emekçi yığınları yoksullaştıran ekonomi politikalarıyla bu geriye düşüşü durdurma imkanları zayıflarken, cumhuriyet tarihinin en büyük katliamlarına tanıklık edilen bir kaos süreci devreye girdi.

20 Temmuz 2015 tarihinde, IŞİD tarafından gerçekleştirilen 34 kişinin katledildiği Suruç Katliamı ve yine IŞİD tarafından 10 Ekim 2015’te Ankara Garı önünde gerçekleştirilen 104 kişinin yaşamını yitirdiği katliam, 1 Kasım seçimlerine giden ülkede güvenlik kaygısını ön plana çıkardı. AKP’nin, yüzde 49.5 oy alarak 317 milletvekilini parlamentoya gönderdiği ve yeniden tek başına iktidar olacak çoğunluğa ulaştığı 1 Kasım 2015 seçimleriyle, onu izleyen 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimi, Erdoğan açısından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak adlandırılan ‘tek adam rejimine’ giden yolu açtı. Erdoğan’ın “Allah’ın bir lütfu” olarak tanımladığı darbe girişimi, yeni bir rejimin inşasının manivelası yapılacaktı.

Ancak ne var ki, sahip olduğu devlet imkanları, otomatiğe bağlanan grev yasakları ve rıza mekanizmalarının işlevini yitirmesi nedeniyle, devreye sokulan zor aygıtlarına rağmen Erdoğan ve partisi, bir süre sonra yeniden oy desteğini yitirmeye başladı. 31 Mart 2024’teki yerel seçimler AKP’yi 7 Haziran 2015 tarihinden sonra........

© Evrensel