Görünürde artan, gerçekte eriyen ücretler

Türkiye’de asgari ücretin ve genel ücret politikasının geldiği nokta, sadece zam ve enflasyon arasındaki ilişkiyi aşan düzeyde derin bir geçim krizi üretiyor. Bu krizi daha görünür kılan iki önemli gelişme var. Birincisi 2026 asgari ücretinin bir kez daha gerçekleşen enflasyonun altında belirlenmesi. Diğeri ise metal iş kolunda patronları temsil eden Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) tarafından açıklanan yüzde 10’luk zam teklifi.

2024 yılı resmi tüketici enflasyonu Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre yüzde 44 düzeyinde açıklanırken, aynı yıl asgari ücret artışı yüzde 30 olarak belirlenmişti. Böylece asgari ücretli 2025 yılına ciddi bir reel kayıp ile girmişti. 2026 yılı için belirlenen yüzde 27’lik asgari ücret artışı ise yıl sonu enflasyonunun en az yüzde 31 olacağı beklentisi karşısında şimdiden reel bir gerilemeyi garanti altına aldı.

Metal iş kolundaki toplu sözleşme görüşmelerinde MESS’in yüzde 10’luk zam teklifi ise 2026 yılı işçi ücretleri açısından oluşan tablonun çok daha sert ve acımasız örneği olarak karşımıza çıkıyor. Yüzde 31-32 aralığında seyretmesi beklenen resmi enflasyon ortamında yüzde 10’luk artış teklifi, metal işçisine tek haneli değil, çift haneli bir reel ücret kaybı dayatmak demek.

MESS’in teklifi........

© Evrensel