Kokunun hafızası ve görünürlüğü
Toplumsal alanda çoğu zaman fark edilmeyen kokunun, mevcut bir durumun görünürlüğünü artırma konusunda açıklayıcı bir işlevi var. Koku, insanların ve diğer canlıların çevreleriyle etkileşimlerinde önemli bir rol oynayan temel bir duyu.
Hem biyolojik hem de psikolojik açıdan ele alındığında, koku canlıların hayatta kalmasını destekleyen ve evrimsel süreçleri şekillendiren bir mekanizma olarak karşımıza çıkıyor. Kokular, tehditlerden korunma ve beslenme gibi temel ihtiyaçların karşılanmasında kritik bir işleve sahip.
“Yani şu parfüm o kadar güzel kokuyor ki… Ben neden aynı kokmak zorundayım alt sınıftan biriyle sırf muadili çıktı diye. Zaten bizim bu parfümleri kullanmamızın sebebi “fakirlerle” aynı kokmamak.”
Bu sözler geçtiğimiz gün sosyal medyada viral olan bir videodan.
Piyasacı akıl, koku dendiğinde aklımıza ilk olarak parfümü getirecek şekilde bilinçlerimizi ustalıkla biçimlendiriyor. Tüketimin parıltılı vitrini, kokuyu bir meta, bir prestij nesnesi, satın alınabilir bir imaj olarak paketler. Oysa koku, bundan çok daha derindir; bireysel değil kolektiftir. Sokakların, işçilerin, göçlerin, yoksulların, direnişlerin; yani toplumun gerçek damarlarının taşıdığı bir hafıza. Silinemez, unutturulamaz, üzerinde parfüm kokusu gezdirilerek kapatılamaz. Dilovası’da da sınıf mücadelesinde unutmayacağımız bir koku var artık.
Bir şişe parfümün hoş kokusu, gerçekte ağır bir çürümenin üstüne serpilmiş ince bir örtüyü kaldırırken, Kocaeli Dilovası’da........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden