Mamdani’den Demirtaş’a, samimiyet çözer mi?

Çarşamba gününün en azından bir bölümünü Zohran Mamdani’nin New York belediye seçim zaferini konuşarak geçirdik. Haber kanallarını kapatıp bir süre bir Hollywood dizisine dalmak gibiydi. Sonra hemen ayrıştık. ‘Mamdani sosyalist midir, İslamcı mıdır?​’ tartışmasına girmeyeceğim. Çok sevdiğim bir arkadaşım Demirel’e atfedilen sözü hatırlattı: "Binaenaleyh Ege bir göl değildir."

Uluslararası medya, bizdekinin aksine Mamdani’nin ve öncesinde İrlanda’da cumhurbaşkanı seçilen Catherine Connolly'nin, hatta Hollanda seçimlerinden birinci parti olarak çıkan D66’nın lideri Rob Jetten’ın kampanyalarında sosyal medya etkisini tartışıyor. 68 yaşındaki Connolly’nin basketbol ve futbol becerilerini gösteren videoları viral olurken, kampanyasını bağıran bir politika yerine kısık, yumuşak sesli, samimi bir savaş karşıtlığı üzerine kurdu. Sokak hareketlerine, LGBTİ ’ları kapsayan eşit evliliğe, kürtaj hakkına destek verdi. Instagram ve Tiktok influencer’larını iyi kullandı. Rob Jetten’in özellikle sağcı lider Geert Wilders’i geçmesi benzer taktiklerin Hollanda’da umutları yeşerttiğini gösteriyor. Jetten de sokak hareketleriyle güçlendi. Kendisini bir gey aktivist olarak tanımlamak da yanlış olmaz sanırım. Connolly’nin celtic motifli afişleriyle Mamdani’nin Bollywood film afişlerini anımsatan kampanya görselleri birbirine çok benzetiliyor. Ayrıştırıcı sağ popülist liderlerinin öfkeli söylemlerinin karşısında bu yeni galiplerin taktikleri popüler kültür endüstrisini ve “demokrat sosyalistleri” çok heyecanlandırdı. Guardian’a yazan Rohan Sathyamoorthy meselenin sosyal medya değil samimiyet olduğunu savunuyor ve şöyle diyor: “Bir sosyal medya kampanyası asla sadece kamera önünde poz vermek veya gülümsemekle ilgili değildir. Bu, adayların filtrelenmemiş halkla ilişkilerinin ve kurumsal gücün sınırlarının ötesinde coşkulu destekçilerden oluşan kitlesel bir taban oluşturma becerilerinin bir yansımasıdır… Bu........

© Evrensel