Soru

Hayat ne garip, yangının ortasındayız yine de kayıtsız kalamadık ve ABD seçimlerini bir ana gündem maddesi olarak ele aldık haftalarca.

Bu dönem çok ilginç, 34 farklı davası olan, tacizden suçlu bulunmuş bir adam 20 sene savcılık yapmış bir kadını yendi.

Seçim kampanyaları artık bir tuhaf, o kurnadan bu kurnaya çirkef sıçradı diye diye geçiyor, vaat, politika ikincil planda.

İnsanlığın hali acınası, İsrail'in katliamları büyük bir bahis bile olmadı seçimde. Magazin izler gibi izledik: Kamala ne giydi, Trump tıra bindi, bir zamanlar kim kiminleydi...

Aklımdan çıkaramadığım bir örnek vardı. 1960’larda televizyonda tek kez dönen bir reklam var, kod adı Papatya. İki senatör arasındaki seçim rekabetinde Johnson, kendisi yerine Goldwater seçilirse, dünyayı havaya uçurup nükleer katliam yapacağını ima ediyor böylelikle artık bu seçimin adaylar arası bir seçimden çok dünyayı kurtarmak ve ölmek arasında olduğunu anlatıyor. O dönem için bu itham o kadar saçma ki izleyiciler de medya da şok oluyor. Mesnetsiz, bomboş bir iddia.

Neden böyle bir reklam filmine ihtiyaç duyduğu sorulduğunda Johnson diyor ki “Soruya takılmayın, ben onun vereceği yanıtı merak ediyorum.”

Ve gerçekten ortada hiçbir gerçekliği olmayan bu ithama tatmin edici bir yanıt veremediği için Goldwater 1964 seçimlerini kaybediyor.

Bu örneğin tam 60 sene sonra birebir aynısı yaşandı neredeyse.

Kamala, Trump’ın popülist söylemlerine, saçma hareketlerine, magazinel ithamlarına yanıt vermeye çalışırken kendi cephesini tam anlamıyla ifade etmeye alan açamadı.

Biz de benzerini son genel seçimde montaj olduğunu ilkokul çocuğunun bile anlayabileceği saçma sapan bir videonun yarattığı etkide........

© Evrensel