Bir rica

Hatırlar mısınız bir sokak röportajında spikerin “abla” diye hitap ettiği elinde kedi taşıma kutusu bulunan bir kadın “Kapital kendini yok etmez, ekonomi toplar ama ülkede sosyal çürüme var ve bundan geri dönüş yok” diyordu. O kadın Doçent Doktor Zeliha Bürtek çıkmıştı.

Sokakta mikrofon tutulan birinin aklı selim cümleler kurmasının ülkede yarattığı şaşkınlık Bürtek’in işaret ettiği konunun bir teyidi gibiydi.

Güç, kaynağını bilgi ve deneyimden değil para ve şiddetten alıyor. Etik duvarlar yıkıldı. Haklı olanın haklılığının hiçbir ehemmiyeti yok, güç hep kazanıyor ve durum kanıksandı.

Etik duvar insanları yalan dolan, rant, usülsüzlük, rüşvet gibi işlerden geri tutarken şimdi gemisini kurtaran kaptan. Eskiden “İnsanların yüzüne nasıl bakarım?​” korkusu hukuktan bile üstün gelirken şimdi kendi etik duvarına tutunan toplum gözünde “enayi”.

Eylem Nazlıer’in Evrensel’deki bir haberinde suça sürüklenmiş ve 10 aydır cezaevinde bulunan Mert’in manşete taşınan cümlesi durumun özeti: “Çalışarak para biriktiremezsin baba”

Çalışarak para biriktirmeyi geçtim yaşanmıyor, hayatta bile kalınmıyor.

Herkesin teşhircilik ve genel ahlaka aykırılıktan gözaltına alınabildiği ülkede gençlerin çalışarak para kazanamayacağına olan inançla fuhşa ya da mafyaya sürüklenmesini konuşmaya sıra gelemiyor.

Sokakta herkes mafyöz, trafikte bir hata, yürürken sarkaklık sonucu birine çarpma ya da miyop gözlerle uzağı görmeye çalışma belki de ölüme sebep olabilir.

Kendi insanına güvenememek, kendi insanından hazzetmemek korkunç bir yalnızlık, kökü kuruyan çiçekler gibiyiz artık.

Etrafınızda duymuşsunuzdur,........

© Evrensel