Trump’ın Rusya’yı Çin’den ayırıp Çin’i tek alma stratejisi

Trump’ın egemen sınıf ve emperyalistler içindeki savaş ve sömürgecilik/yeni-sömürgecilik meselesindeki bölünmede bir kanadın, seçilebilirdik açısından, güvenilir bir temsilcisi olarak sahneye çıkışı 2016 seçimleriydi. Diğer kanadın ve dolayısı ile diğer emperyalist stratejinin temsilcisi ise Hillary Clinton’dı. Peki neydi bu iki emperyalist kamp ve yaklaşım arasındaki fark? Bir tarafta Trump’ın temsil ettiği önce Rusya ile gerilimi düşürüp, Rusya’yı bir şekilde Çin’den ayırıp bu iki rakibi tek tek almak, diğer tarafta ise Clinton sonra da Biden/Harris’in temsil ettiği ve bugün birçok Avrupalı liderin de istediği; hem Rusya hem de Çin ile gerilimi arttırıp, ikisiyle soğuk, sıcak aynı anda savaşmak.

Bugün Trump yönetiminin yayımladığı ulusal güvenlik stratejisi ve bu belgeye içeriden ve Avrupa’dan gelen tepkiler hâlâ egemen sınıflar ve emperyalistler arasındaki bu ayrılıktan besleniyor. Geçtiğimiz hafta sessiz sedasız yayımlanan strateji belgesi “ABD hem Rusya hem Çin ile aynı anda baş edebilir mi?​” sorusuna hala aynı strateji ile cevap veriyor: “Çinle daha iyi baş edebilmek için Rusya ile barış yapılabilir”.[1] Bu yaklaşımla bağlantılı olarak belge Amerikan şirketlerinin kârlarından, bölgesel yatırımlardan, stratejik kaynaklara erişimden, yapay zeka, kuantum bilgisayarları ve daha güçlü bir askeri ve genel endüstriyel üretim/imalat kapasite ve altyapısından bahsediyor. Çünkü son ticaret ve gümrük savaşlarında ABD Çin’e karşı istediğini alamadı.

Ulusal güvenlik stratejileri genelde her başkanlık döneminde yönetimlerin bir defa yayımladığı ve dış politikaya bakış açıları ve öncelikleri ile bu öncelikleri nasıl şekillendireceklerini içeren belgeler. Belgenin yayımlanmasından sonra New York Times’dan Wall Street Journal’a, CNN’den Fox’a Demokratlara ya da Cumhuriyetçilere yakın anaakım medya kuruluşları kabaca aynı noktalara yoğunlaştı: Batı yarıküreye ve ABD’nin Batı yarıküredeki egemenliğini artırmasına gereksiz vurgu var; Orta Doğu ve Afrika yok, Rusya düşman olarak gösterilmemiş, Avrupa’ya acımasız eleştiriler var, terörün yerini kitlesel göç almış. Wall Street Journal belgenin........

© Evrensel