menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir iddianameden çok daha fazlası

27 13
21.11.2025

Cumhuriyet tarihi boyunca pek çok politik yargılama oldu, pek çok iddianame yazıldı. Bu iddianamelerde kendilerine suç atfedilen kişi ve kurumların cezalandırılmasını talep etmek, onları cezalandırmak, tasfiye etmek temel amaçtı. Bu iddianamelerin hukuki çerçevesi bu idi. Bu hukuk elbette genel olarak bugün egemen olduğu iddia edilen evrensel hukuk kuralları değil, iktidar sahiplerinin uygulanmasını istediği bir hukuktu. İktidardakiler zaten istedikleri rejimi kurdukları için buna itiraz edenleri mahkemeler ve fiili tasfiyeler yoluyla cezalandırma yönüne ağırlık vermişlerdi. İBB ve İmamoğlu iddianamesinde de işin bu yönleri bulunmakla birlikte tüm öncekilerden ayrılan ve vurguları kalınca yapılan farklı bir amacın da iddianameye damga vurduğunu görüyoruz.

Bu amaç doğrudan politik bir amaç ve Saray rejiminin bugünkü keyfi uygulamalarının sadece kalıcılaştırılmasını, bunların genel kural hale gelmesini, sağlamlaştırılmasını değil yetkinleştirilip, sistemleştirilmesini ve sistemin özü haline gelmesini sağlamayı hedefliyor. İddianame adeta kurulmak istenen yeni rejimin muhtırası olma özelliğine sahip bir siyasi belge gibi! Hukukçu değiliz, hukukçular bu iddianamenin hukuksal boyutlarını elbette inceleyip didik didik edecek, kanıtları ile bunları çürütmeye çalışacaklardır. Ama bu iddianamenin önceki satırlarda vurgulamaya çalıştığımız doğrudan politik bir yanı var ve bizim ele alıp irdeleyeceğimiz yan da işin işte bu yanıdır.

Bu iddianame siyasi olarak Saray rejimine karşı meşru politik amaç ve hedefleri, bunun için çaba gösterilmesini, politik partilerin ve onun üyelerinin kişisel olarak veya gruplaşarak belirledikleri hedefler peşinde koşmasını suç olarak ilan ediyor. Bu elbette dümdüz yapılamaz. İddianamede bunun için biri açık, diğeri açıkça dile getirmediği iki biçim kullanılıyor. Açıkça olan, iktidar için politik........

© Evrensel