Kürt sorunu ve geriye sarma politikası!
“Yeni bir çözüm süreci” veya “yeni açılım süreci” olarak yaygın şekilde tartışılanın, devlet dilindeki adı ve amacı “terörsüz Türkiye” olsa bile, sağ-sol milliyetçiler, şovenist inkarcılar ve iktidar yedekliklerini çoğaltma politikası izleyenlerin üzerine “Fırtınalar kopardıkları” konunun Kürt sorunu olduğu biliniyor. İktidar cephesinin en etkili sözcüleri Kürt sorunu diye bir sorunun ülkenin gündeminden çıktığını söyleseler de ülke ve bölge politikalarının ana başlıklarından biri bu soruna ilişkindir.
2024 ekiminde başlatılıp 2025’in sekiz ayı boyunca da bir biçimde gündemde olan-tutulan “Bölgedeki tehdit ve iç cephenin güçlendirilmesi ihtiyacı”na vurguların dış ve iç etken ve hedefleri tüm taraflarca, kendi üslupları dahilinde dile getirildi. Bahçeli örneğin dünyadaki ve bölgedeki gelişmelerin Türkiye için tehdit edici sonuçlara gebe olduğunu ima ederek “Silah bırakma ve örgütün dağıtılması”nı gündeme getirdi ve bu yapılırsa “umut hakkı” dahil çeşitli düzenlemelerin yapılabileceğini söyledi. Erdoğan, İsrail’in Filistin, Lübnan ve Suriye’deki saldırılarını söz konusu ederek ardı sıra gelecek hedefin Türkiye olduğu yönünde açıklamalar yaptı. “İç cephe birliği”nin önemi üzerine açıklamaların bağlandığı diğer hedefin iktidar gücünün takviye edilmesi olduğu da saklanmadı. ABD-İsrail-İngiltere gibi güçlerin İran’a yönelik operasyonlarının yoğunlaştırıldığı, Lübnan ve Suriye’de etkiledikleri de dahil “direniş ekseni” olarak adlandırılan güçlere büyük darbelerin vurulduğu, Filistin’de imha, yıkım ve sürgünü kapsayan vahşetin sürdüğü koşullarda, ama özellikle de Suriye’deki gelişmeler dolayısıyla “Kürt sorunu” hassasiyeti, ertelenebilir-ihmal edilebilir-görünmez kılınabilir olamazdı. Sonuçta Suriye’de ABD’nin açık şekilde “ortağımız” diyerek tüm tarafları kendi çıkarlarına mahkum tutmak için ilişkiyi sürdürdüğü özerk bir Kürt oluşumu vardı. Bu oluşum Türkiye Kürtleriyle de ilişki içindeydi. Başkaca hiçbir şey yapmaksızın salt imha politikasıyla sorunu çözmenin olanaksızlığı da on yıllardır alenileşmişti.
Hal böyle olunca ve Öcalan başta olmak üzere Kürt hareketinin yönetici temsilcileriyle yapıldığı da gizlenmez hale gelen görüşmeler sonucu “Örgütü dağıtma ve silah bırakma” çağrısı gündeme geldi ve bu doğrultudaki gelişmeler birbirini izledi. İktidar açısından “yok” dediği bir sorunu çözme söz konusu değildi ama, Kürtler açısından sorunun sadece örgütün silah bırakarak kendini........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar