‘Süreç’in halk yararına ilerlemesi halkın mücadelesine bağlıdır
Neden-sonuç ilişkisi doğada ve toplumsal yaşamda geçerlilik gösterir. Belirli nedenler belirli etkenler altında belirli sonuçlara yol açarlar. Kürt politikasının öne çıkan çok sayıdaki temsilcisi tarafından da “devlet aklı”nın temsilcisi olarak işaret edilen Devlet Bahçeli’nin DEM Parti yöneticilerine “El uzatması” ve sonrasındaki açıklamalarının üzerinden bir yıla yakın süre geçti. Bu süre içinde Erdoğan-Bahçeli yönetiminin -en üstte kendileri olmak üzere- çeşitli düzeylerdeki sözcü ve temsilcileriyle DEM heyeti arasında yapılan görüşmelerde “Kürt-Türk kardeşliği”nin neredeyse ezelden ebede hep var ve yaşamış olduğu anlamına gelen sözler de edildi. İdrisi Bidlisi’den, Alparslan’dan, Yavuz Selim’den bahisle onları ecdat kabul eden güncel politikacıların anlatılarına bakılırsa, burjuva Türk devletinin yüzyılı aşkın süredir “hep kardeşlik hukuku”yla hareket ettiği bile ileri sürülebilir. Nitekim “DEM-İmralı heyeti”ni “kabul eden” Erdoğan, görüşme sonrasındaki açıklamalarının birinde “Dün de beraberdik yarın da beraber olacağız” derken, söz konusu beraberliğin “dün”ü bir yana, bugün nasıl bir beraberlik olduğundan bahsetme ihtiyacı duymadı. Bahçeli ve MHP yöneticileri de kısa sayılmayacak bir süreden beri “Kürt kardeşlerimiz” söylemini sürdürüyorlar.
Erdoğan ve Bahçeli başta olmak üzere “Cumhur İttifakı” partilerinin yönetim kademelerinden topluma boca edilen “iyi niyetli” söylemin Kürt sorunu gibi bir ‘başlığı’- ‘alt başlığı’ vs. ise yoktur. İhtiyaç duyulanın “terörsüz Türkiye” olduğu süreklilik gösteren bir söylem halinde yorulmaksızın yineleniyor. Halk kitlelerinin bunu istediği de ekleniyor. Doğrudur, halk kitleleri terörün bitmesini ister. Ne ki terörden kasıt nedir? Kürt........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar