Türkistan’da Türk düşüncesinin izlerini sürerken: 10

Büyük İmam, İmam Mâturîdî’nin Huzurunda…

Başkanım, bir önceki mektubumu bitirirken, Türkistan programımızda büyük İmam, İmam Mâturîdî’nin türbesini ziyaret edeceğimizi söylemiştim. Bizler, sizin de takdir edeceği gibi aklımızın erdiği ilk yıllardan itibaren “itikatta imamımız İmam Mâturîdî, amelde ise İmam-ı Azam Ebu Hanife’dir” diye yetiştik. Ne var ki, her iki imamın da düşünce dünyasına dair bilgilerimiz, itiraf edeyim ki, yok denecek kadar sınırlıdır.

Bu duygu ve hesaplaşmanın içinde ilerlerken, Semerkand’lı rehberimiz Timur, dar sokaklardan ağır ağır geçiyor; bakımsız, kimi yıkılmaya yüz tutmuş evlerin arasında türbenin yerini bulmaya çalışıyordu. Doğrusu, bu mahallede büyük bir imamın türbesinin olabileceğinden ben de şüphe etmeye başlamıştım. Bir taraftan da, hafızamda, İmam Mâturîdî Türbesi’nin Sovyetler Birliği döneminde yıkıldığı ve bir önceki Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov'un talimatıyla şimdiki yerine yeniden inşa edildiği bilgisinin olduğuydu.

Timur arabayı park etti. Semerkand’taki diğer tarihî eserlerle kıyaslandığında daha sade görünen, fakat Türkistan mimarisinin bütün vakur zarafetini taşıyan kapıdan içeri girdik. Türbenin kapanış saatine yakın geldiğimiz için ortalık sakindi; bu sükûnet, bize İmam Mâturîdî ile daha derinlikli bir hasbihal imkânı sunuyordu. Türbenin ortasında İmam Mâturîdî’nin kabri ile birlikte Şeyh Celaleddin Fazlullah gibi Türk İslam alimlerinin kufi yazıyla yazılmış mezar taşları yer alıyor.........

© Eurovizyon