Bir eve kaç ‘asgari’ giriyor? |
Tartışmaya gerek yok; 25-30 bin TL’lik ücretle, 2 çocuklu 4 kişilik aile geçinemez. Ev kirası, ulaşım masrafları, eğitim giderleri, elektrik-su-telefon-gaz faturaları, dayanıklı tüketim eşyalarına yapılan harcamalar, giyim harcamaları… Türkiye’nin bugünkü refah düzeyinde yaşamak için, bir değil iki asgari ücret de yetmez.
Ama ununu eleyip eleğini duvara asmış… Kira derdinden kurtulmuş… Alkol ve sigarayla muhabbeti olmayan… Eğlenceyi, orada-burada gece hayatı parantezine sokmak yerine, makul ve mazbut sınırlar içinde sağlayan… Çocuklarını yetiştirip baş-göz etmiş bir Köroğlu-Ayvaz ikilisi, asgari ücretle geçinebilir. Hele de taşrada yaşıyorlarsa…
Tam da bu noktada, gelmesi muhtemel eleştirilere cevaben; kendim de bir emekli olduğumu, gelir düzeyi olarak ‘varlıklı’ sınıfına dâhil olmadığımı peşinen beyan edeyim. Dahası, yapılacak asgari ücret ve emekli aylığı artışlarının, şahsımı doğrudan etkilediğini belirteyim.
AYAK-YORGAN HESABI
Gelir ve harcamalar üzerine konuşurken, alt ve üstteki ‘en’leri esas alırsak, işin ‘esas’ını kaçırırız.
Bugün kamuda önemli bir kurumda görev yapan ve malî anlamda hali-vakti yerinde olan bir avukat arkadaşımız, seneler önce şöyle demişti: “Ne kadar gelir olursa, o kadar gider oluyor. Az kazandığımız zaman az harcıyorduk, şimdi de çok kazanıp çok harcıyoruz.”
Evet, yorgan ne kadar uzunsa, ayaklar da o kadar uzanıyor. Aradaki ‘makas’ farkına, ‘refah düzeyi’ diyorlar. Lakin ‘refah’ demek, aynı zamanda ‘mutluluk’ anlamına geliyor mu, orası tartışılır.
Konunun özüne........