Hepimiz iş hayatında zorlu insanlarla karşılaşırız: inatçı bir iş arkadaşı, sürekli şikayet eden bir ekip üyesi ya da yapıcı eleştirilere kapalı bir yönetici... Bu tür insanlar bazen enerjimizi tüketse de onlarla kurduğumuz iletişim bir dans gibidir. Doğru adımları öğrenmek, sabırla ritmi bulmak ve uyumu yakalamak bu dansın temel kurallarıdır. İş dünyası, bu dansı başarıyla yapmayı öğrenmemizi gerektiren bir sahnedir.

Zor insanlarla dans etmeye başlamadan önce, onların davranışlarının ardındaki nedenleri anlamak önemlidir. Genellikle bu kişiler, kendi iç dünyalarındaki çatışmaları dışarı yansıtır. Örneğin, sürekli kontrolcü davranan bir ekip arkadaşı, belki de güvensizlik ya da kaybetme korkusuyla hareket ediyor olabilir. Benzer şekilde, pasif-agresif bir yöneticinin davranışları, iletişim kurma konusundaki yetersizliği ya da bastırılmış duygularından kaynaklanabilir.

Bu noktada empati kritik bir araçtır. Empati karşı tarafın yerine kendimizi koymanın ötesinde neden böyle davrandığını anlamaya çalışarak harekete geçmemizi ve iletişim için bir zemin hazırlamamızı sağlar. Dansa başlamadan önce ritmi hissetmek gibidir: Karşı tarafın temposunu anladığımızda, uyum sağlama şansımız artar.

Zor insanlarla çalışırken en önemli adımlardan biri, kendi duygusal tepkilerimizi yönetmeyi öğrenmektir. Çoğu zaman onların davranışlarına kapılıp savunmaya geçebilir ya da öfkeyle tepki verebiliriz. Ancak bu, dansın ritmini bozmak anlamına gelir.

Kendi duygularımızı kontrol etmek, profesyonel olmanın temel bir gereğidir. Bu kişilerle karşılaşırken “tepki vermek yerine yanıt vermeyi” hedefleyebiliriz. Örneğin, kontrolcü bir ekip arkadaşı bir projede tüm........

© Eurovizyon