Hepimiz hayatın farklı alanlarında zaman zaman problemlerle karşılaşıyoruz. Ancak bu problemleri aşma şeklimiz hem kişisel hem de profesyonel hayatımızdaki başarımızı belirliyor. Çözüm odaklı düşünce, sorunlara takılmak yerine, bu sorunların üstesinden nasıl gelebileceğimize dair yöntemler geliştirmek ve bu yöntemleri uygulamayı içeriyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözünü hep hatırımızda tutmalıyız: “Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; çalışkan olmak.” Bu söz, çözüm odaklı bir yaklaşımın temelinde çalışkanlık ve kararlılığın yattığını bize hatırlatıyor.
Çözüm odaklı bir düşünce sistemi, karşılaştığımız zorluklara rağmen yolumuza devam edebilmemiz için bize bir rehber sunuyor. Sorunlara odaklanıp onları büyütmek yerine, çözüm yollarını keşfetmek hem zamanımızı verimli kullanmamızı hem de enerjimizi olumlu sonuçlara yönlendirmemizi sağlıyor.
Albert Einstein’ın dediği gibi: “Sorunları, onları yarattığımız düşünce düzeyiyle çözemeyiz.” Bu söz, problemlere daha geniş bir perspektifle bakmamız gerektiğini hatırlatıyor. Biz de bir sorunla karşılaştığımızda, o problemi bir fırsat olarak görebilmeli ve harekete geçmeliyiz.
Çözüm odaklı düşünce yapısını hayatımızın bir parçası haline getirmek, bazı alışkanlıkları ve yaklaşımları benimsememizi gerektiriyor. Çözüm odaklı düşünceyi geliştirmek için yapabileceklerimizi hatırlayalım:
· Çoğu zaman karşılaştığımız sorunları o kadar çok düşünüyoruz ki çözümler gözümüzden kaçabiliyor. Çözüm odaklı bir yaklaşım, problemi tanımladıktan sonra hızlıca çözüme yönelmeyi gerektiriyor. Örneğin, bir ekip toplantısında sürekli olarak sorunların neden kaynaklandığını........