Ankara’nın egosu!...
Benim gördüğüm ilk büyükşehir Ankara oldu… Sizinkini bilmem…
Hani derler ya, gözümü Ankara açtı!...
İnsan doğası gereği, gördüğü ilk şeyi kendine model yapar…
Ondan sonra da, diğer karşısına çıkanları hep o ilk şeye göre tartar ve değerlendirir…
Ankara ile1986 yılının Eylül ayında tanıştım. Ama hangi günüydü şimdi hatırlayamıyorum…
O güne dair hatırladığım en belirgin şey, Kızılay Meydanındaki yüzlerce kravatlı adam…
Bu kadar çok sayıda kravat takmış adamı bir arada görmediğimden öyle şaşırmıştım ki!...
Hatta içimden, “Ankara başkent olduğu için, kravat takmak zorunlu galiba” gibi saçma bir düşünce bile geçirmiştim!...
Çocuk değildim, üniversite okumak için oraya gelen 18 yaşında bir gençtim…
Ankara’nın üniversite dışında karşıma çıkan ikinci kurumu EGO’su oldu… EGO’yu en çok öğrenciler ve memurlar bilir…
Okula başlar başlamaz, öğrenci belgemi alıp EGO’ya da kayıt yaptırdım… EGO’nun “paso” adı verilen resimli bir kimliğini de üzerimde taşımaya başladım…
EGO, Ankara Büyükşehir Belediyesinin “Elektrik, Gaz ve Otobüs İşletmesi…”
Türkiye’de elektrik üretim ve dağıtım işleri 1970 yılına kadar belediyelerin uhdesindeydi…
Daha sonra TEK ve TEDAŞ gibi işletmelere devredildi…
Doğalgazdan önce Ankara’da “havagazı” kullanıyordu… EGO’nun “G” si de oradan kalma…
Fakat öğrenci milleti EGO’yu öyle elektrikle, gazla falan ifade etmiyordu…
Öğrencinin nezdinde açılımı, “Erken Gelen........
© Eurovizyon
