Tek Parti döneminde işçilerin hakları nasıl gasp edildi?
Kemalistler masal anlatmaya devam edebilir ama ne yapalım ki gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyları vardır.
Önce somut bir tespit:
1936 yılında çıkarılan İş Kanunu’nda işçilere grev hakkı tamamen yasaklanmıştı. Bu yasağın çağdışılığı şuradaydı: O zamanlar ‘amele’ tabir edilen işçilere Osmanlı döneminde 1909 “Ta’til-i Eşgal” yani Grev Kanununda verilen hakları bile ilga etmiş yani kaldırmıştır. (Ahmet Makal, Türkiye'de Tek Partili Dönemde Çalışma İlişkileri, İmge: 2000, s. 400-401.)
TBMM’nin aynı yıl çıkardığı Türk Ceza Kanunu’nun 141. ve 142. maddeleri ise işçi sınıfına en ağır darbeyi indirmiş, bu da yetmemiş, iki yıl sonra maddeler ağırlaştırılmış, böylece işçilerin Osmanlı döneminde bile tanınan örgütlenme imkânı ortadan kaldırılmıştı. Emek hareketi aleyhine İtalyan Ceza Kanunu’ndan alınan bu iki şedit kanunu kaldıran siyasetçi de ne gariptir ki Turgut Özal olacaktı (1991).
Velhasıl bize bir masal anlatıldı ama masal uydurmaydı.
‘Atatürk zamanında onlarca fabrika açılmıştı’ diyenlerin de yalan söylediğini bilmemiz lazım. 1938’in 29 Ekim’inde Ulus gazetesinde sunulan iftihar listesine göre 15 yılda devlet dört fabrika açmıştır!
Ama asıl sorular cevapsızdır:
Onlarca fabrika açılmış diyelim, peki çalışan işçilerin hakları ne durumdaydı?
Sendikaları var mıydı?
Eziliyorlar mıydı yoksa refah içinde mi yaşıyorlardı?
Çalışmadığı sorulara cevap yoktur Kemalist tarihçilikte. Fabrika soyut bir binadır onların nezdinde ve onları somut işçiler değil, ‘demirden melekler’ çalıştırmaktadır!
Böyle tarih yazılmaz; zaten yazılamıyor da. Oysa yazıda isimlerini........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel