Nuri Demirağ’ı unutma, unutturma

Türkiye erken dünyaya gelmişler mezarlığıdır. Emek ve vizyonunu takdirle, kendisini rahmetle yad ettiğimiz Nuri Demirağ, 13 Kasım 1957 günü vefat ettiğinde gerçi epeyce ümitsizdi ama 68 yıl sonrasını görmüş olsa arkasının boş kalmadığını ve açtığı ilk uçak fabrikasının üzerinden bir asır geçtikten sonra ülkesinde insansız uçaklar inşa edildiğini müşahede ederek “Boşuna yaşamamış ve boşuna zahmet çekmemişim” diyeceğinden eminim...

1935 yılında Türk Hava Kurumu’na yardım kampanyası açıldığında Cumhurbaşkanı Atatürk 10 bin lira bağışlamıştı ama Nuri Demirağ’ın kardeşi Abdurrahman Naci Demirağ, tam 120 bin lira bağışlayacaktı.

Gözler zamanın Koç’u, Sabancı’sı sayılan Nuri Demirağ’a çevrildi ama o bağışta bulunmak yerine hiç beklenmedik bir teklifte bulunur ve şöyle der:

"Benden bu millet için bir şey istiyorsanız en mükemmelini istemelisiniz. Mademki bir millet tayyaresiz (uçaksız) yaşayamaz, öyle ise bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz. Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim."

Uçak fabrikası yapmayı vadeden Mühürzade Nuri Bey veya yeni soy adıyla söylersek Nuri Demirağ, derhal kolları sıvar ve bütün işlerini tasfiye ettikten sonra yanına aldığı birkaç mühendisle Avrupa’nın yolunu tutar.

Bir yanda uçak ve motor fabrikalarını gezerken diğer yanda Beşiktaş’ta Uçak Etüt Atölyesi’nin temelini atmıştır.

Asıl hedefi ise memleketi Divriği’de bir uçak fabrikası kurmaktır.

Türk Hava Kurumu’nun uçak ihalesine katılır ve yabancı girişimciler de olmasına rağmen en uygun fiyatı vererek ihaleyi kazanır.

12 adet eğitim uçağı........

© Ensonhaber