Mehmed Âkif Ersoy İstiklal Mahkemesi’nde yargılandı mı? |
Hayatta sürprizlerin ne kadar bol olduğunu yaşadıkça görüyoruz. Görkemli yola çıkışların sefaletle, perişan siftahlarının şehrâyinlerle donanmış olarak nihayete erdiğini ansiklopediler cömertçe fısıldar.
Eskiler buna “ikbâl ve idbâr” döngüsü der. Habertürk televizyonu yayın yönetmeninin yaşadıkları bunun en canlı misali.
Bana göre tarihteki şahsiyetlerin isimlerinin soyadlarıyla beraber aynen yeni doğan bir çocuğa verilmesi uygun değil. İşte İstiklal Marşı şairimiz Mehmed Akif Ersoy’u konuşacağımız günlerde televizyoncu Mehmet Akif Ersoy’u konuşmamız böyle bir su-i misal teşkil etti.
En iyisi biz asıl Mehmed Akif Ersoy’a geçelim gündemin tozu üstümüze daha fazla düşmeden.
Sonu –d ile biten Mehmed Akif Ersoy’un hayatı da nereden nereye? denilecek derecede manidardır.
Baytar Mektebi’nden mezun olup öğretmenliğe ve şiire atılan –asıl ismiyle söyleyecek olursak- Mehmed Ragîf, İstiklal Marşı ve Çanakkale Şehitlerine adlı iki şaheser vücuda getirecek ve Milli Mücadele Anadolu’sunda halkın maneviyatını coşturacak, kalemi ve kelamıyla milletinin kurtulması için gecesini gündüzüne katarak diyar diyar gezecekti.
Burdur milletvekili Mehmed Akif 1923 yılında TBMM’nin yenilenmesi kararı üzerine aday gösterilmeyecek, o da Ankara defterini kapayıp Sebilürreşad dergisini devam ettirmek üzere İstanbul’a, dostu Eşref Edib’in yanına dönecekti.
Ancak orada büyük bir sürpriz bekliyordu Milli şairii. 1925 başlarında Takrir-i Sükûn Kanunuyla kapatılan yayın organları arasında Sebilürreşad dergisi de vardır, dahası kadim tostu Eşref Edib “vatana ihanet” ithamıyla Ankara İstiklal Mahkemesi’ne verilmiştir.
Devran........