Almanya’da Irkçılığın Yükselişi ve Bizim Körlüğümüz
Almanya’daki son genel seçimlerde oylarını ciddi biçimde artıran AfD (Almanya için Alternatif) partisi, sağcı ve ırkçı söylemleriyle yalnızca göçmenleri değil, Alman toplumunun kendisini de tedirgin ediyor.
Özellikle ülkenin geçmişini bilen, tarih bilinci taşıyan Almanlar için bu yükseliş, eski kâbusların yeniden hatırlanması demek.
Ben, ailemle birlikte Almanya’nın Nasyonal Sosyalizm dönemini öğrenerek büyümüş biriyim.
Avrupa’daki neredeyse tüm büyük toplama kamplarını, ötenazi hastanelerini, gaz odalarını ve çalışma kamplarını gezdim.
Irkçılığın ne olduğunu, soykırımın insanlığa karşı işlenmiş en büyük suçlardan biri olduğunu yalnızca okuyarak değil, gözlerimle görerek öğrendim.
Bu yüzden çok iyi biliyorum: Irkçı düşünce yalnızca bir milleti değil, bütün dünyayı kana, felakete, açlığa, sefalete ve yıkıma sürükler.
“Gurbetçi” lafını pek sevmem ama acı bir gerçeği söylemek zorundayım:
Bizim gurbetçilerin önemli bir kısmı, Alman toplumunu da, Alman tarihini de tanımıyor.
Aradan altmış yılı aşkın bir zaman geçmiş olmasına rağmen, bu ülkede........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel