NASIL BİR TANRI İDRAKİ?

Allah, Kuran'da kendini ezeli, ebedi,zat ve sıfatlarında benzeri ve dengi olmayan,tek yaratıcı olarak tanıtır. İhlas süresi onun kendini tanıttığı sürelerden biridir.

Onu tanımak, sadece zat ve sıfatlarına çizdiği çerçeve kadar vakıf olmaktan ibaret değildir. Allah'ın, görmesi, bilmesi, yaratması onun kudretinin insan aklıyla ihata edilmeyecek sınırsızlığına işaret eder.

Sınırsız olanı sınırlı bir akılla kavramak mümkün değildir. Onun varlığını, kudretini, yaratıcılığını bilir ama mahiyetinin künhüne varamayız. Tasavvuf birazda, onda onu aramak, onun Kuranda verdiği bilgilerle onu bilmeye çalışmak ve bilgi ile bilineni, müşahede/mükaşefe yoluyla derinlemesine anlamaktır.

İnsanın düşünce kapasitesi sınırlıdır. Bu kapasite ile onu bilir, iman eder, varlığının zorunlu olduğunu anlarız, ancak onun zat ve sıfatlarının boyutlarını kavrayamayız.Bu bir çay bardağına kainatı sığdırmaya çalışmak olur.

Onun varlığının karinesi bu kainattır. Her varlık bir başka varlığın neticesidir. Yoktan varlık çıkmaz, yok yoktur çünkü. Bir yaradan olmasaydı varlık da olmazdı. İnsan, yaradılış olarak sadece varı hayal eder, varı tasavvur edebilir. Yokluğun tasavvuru yoktur.Biz bir Tanrı tasavvuruna sahipsek o var olduğu içindir. Yok olsaydı idrakimize de düşmezdi. Tanrının varlığı içimize damlar, biz onu idrakimize göre şekillendirir, anlamlandırırız. Kuran'da geçen İbrahim kıssası bu serencamın, Allah'ı anlama- anlamlandırma yolculuğunun hikayesidir. Aslında o kıssada, insanlığın Tanrıyı ararken geçirdiği evreler ve her........

© Enpolitik